@vaselyan oku asko
17 Temmuz 2005-
"Kan, neydesin Kan" diyerek biricik arkadaşını arıyordu küçük kız. Saklambaç oynuyorlardı. Küçük kız ebeydi, tek arkadaşı Kaan ise saklanmıştı. Küçük kız ne kadar ararsa arasın bulamıyordu arkadaşını. Parktaki kumların sınırını belirleyen kaldırım taşlarından birine oturmuştu. Kollarını kavuşturup diz kapaklarına yaslamış, başını da kollarının üzerine koymuş ağlamaya başlamıştı. Kaan bu kadar süre çıkmamazlık yapmazdı. Nereye gitmişti?
"Bes tane ona kaday saydım kan" demiş ve durmak zorunda kalmıştı. Hıçkırıkları konuşmasını zorlaştırırken devam etti. "Gel aytık neydeysen, bulamıyoyum seni çık aytık" demis ve nefeslenme ihtiyacı duymustu. "Sen kazandın neydesin?" Diye bir umut tekrar sormuştu minik kız.
Korkmaya başlıyordu. Kaan böyle yapmazdı. O neredeydi?
Minik kızın ağlamaları artmaya başlarken arkasından bir kol dolanmıştı boynuna. Arkasındaki minik beden kafasını kızın başının üstüne koymuş, sakin bir sesle "Burdayım bal, seni hiç bırakmam" demiş ve önüne gelmişti.
Kollarını açmış, kızın ona sarılmasını bekliyordu. Kaan'ın kendisine sarılmak istediğini anlayan Balca, hızlıca oturduğu yerden kalkıp Kaan'ın minik kolları arasına girmeye çalışmıştı.
Kızı tamamen sarmalayamamış olsa da büyük bir ölçüde sarılmış olan Kaan, kafasını biraz eğmiş ve minik kızın kulağına "Bir daha ağlama bal, eğer sen ağlarsan ben beş tane on kadar üzülürüm." diye fısıldamıştı.