seliminharemi

Sessiz Fırtına
          	
          	Bir özlem ki sığmaz zamanın kabına,
          	Her nefesimde titrer adının anısı.
          	Eser yüreğimde sessiz bir fırtına,
          	Kalır hasretin derin yarası.
          	
          	Gözlerin göklerden bir renk taşır bana,
          	Bir yıldız gibi parlarsın karanlık ufukta.
          	Her ışık sen, her gölge sensizlik olur,
          	Adın dudaklarımda suskun bir huzur.
          	
          	Zaman bir dikenli yoldur ayaklarımda,
          	Her an bir yara açar sensizliğin bağrında.
          	Ve yine de yürürüm, düşsem de kan içinde,
          	Bir tebessümün için her acıya razı gönlümde.
          	
          	Ellerim boşlukta arar izlerini,
          	Dokunamadığım düşler örer seni.
          	Her kelime bir düğüm, her suskunluk bir düğüm,
          	Ve her düğümde sen varsın, ey uzak düştüğüm.
          	
          	Adın bir dua gibi dökülür dilimden,
          	Huzur taşır her hecesi, düşer göklerden.
          	Ve her dua bir bulut olur, seninle dolu,
          	Yağar üstüme sensizlikten kaçan huzuru.
          	
          	Rüzgâr fısıldar seni her yaprağın dilinde,
          	Her çiçek açar sen diye toprak içinde.
          	Yolum senin gölgende, gözlerin rehberim,
          	Her bakışın ışık, her dokunuşun derin.
          	
          	Ben sana yazıldım, alnımdaki kader gibi,
          	Silinmez bir yazı, değişmez bir şiir gibi.
          	Her dizede sen, her ezgide sen varsın,
          	Sen benim baharım, sen en güzel yarınımsın.
          	
          	-Ben 

seliminharemi

Sessiz Fırtına
          
          Bir özlem ki sığmaz zamanın kabına,
          Her nefesimde titrer adının anısı.
          Eser yüreğimde sessiz bir fırtına,
          Kalır hasretin derin yarası.
          
          Gözlerin göklerden bir renk taşır bana,
          Bir yıldız gibi parlarsın karanlık ufukta.
          Her ışık sen, her gölge sensizlik olur,
          Adın dudaklarımda suskun bir huzur.
          
          Zaman bir dikenli yoldur ayaklarımda,
          Her an bir yara açar sensizliğin bağrında.
          Ve yine de yürürüm, düşsem de kan içinde,
          Bir tebessümün için her acıya razı gönlümde.
          
          Ellerim boşlukta arar izlerini,
          Dokunamadığım düşler örer seni.
          Her kelime bir düğüm, her suskunluk bir düğüm,
          Ve her düğümde sen varsın, ey uzak düştüğüm.
          
          Adın bir dua gibi dökülür dilimden,
          Huzur taşır her hecesi, düşer göklerden.
          Ve her dua bir bulut olur, seninle dolu,
          Yağar üstüme sensizlikten kaçan huzuru.
          
          Rüzgâr fısıldar seni her yaprağın dilinde,
          Her çiçek açar sen diye toprak içinde.
          Yolum senin gölgende, gözlerin rehberim,
          Her bakışın ışık, her dokunuşun derin.
          
          Ben sana yazıldım, alnımdaki kader gibi,
          Silinmez bir yazı, değişmez bir şiir gibi.
          Her dizede sen, her ezgide sen varsın,
          Sen benim baharım, sen en güzel yarınımsın.
          
          -Ben 

seliminharemi

Sessizliğin Kalbinde
          
          Bir nefes, kırık bir harf,
          Tene düşen bir iz gibi narin.
          Gecenin tenhasında yankılanır,
          Uzak bir dua, ıssız bir amin.
          
          Kapılar kapalıdır, hep kapalı,
          Yine de vurur bir el sessizce.
          Kimdir bilmem, adımını tanımam,
          Ama bilir yüreğim: o, senin ince gölgende.
          
          Bir ağacın gölgesinde yatan bir çocuk,
          Sözleri eksik, düşleri yarım.
          Senin sesinle büyütür karanlığını,
          Her suskunluğunda doğar yeni bir adım.
          
          Nehirler anlatır seni, akarak susar,
          Dağların yükü ağırdır adını taşırken.
          Kuşlar bile, her sabah öterken,
          Senin suskunluğunu yazmıştır türküler içinde.
          
          Ellerimde bir yaz, avuçlarımda kış,
          Gökyüzü hep gri, hep sana yakın.
          Kelimelerim çırpınır anlam bulamaz,
          Çünkü sessizliğin kalbinde saklıdır adın.
          
          Ve bir gün, bir başka sabah,
          Gözlerin bir pencere olur düşlerime.
          Ben yürürüm o ışığa, hiç durmam,
          Her adım bir bilinmezlik, bir bilmece.
          
          -Ben

seliminharemi

Zamanın Gölgesinde
          
          Bir ses duyarım sessizlikte savrulur,
          Ezelden ebede adınla huzur bulur.
          Düşen her yaprakta bir iz saklı kalır,
          Gözlerin ışığı karanlığıma vurur.
          
          Bir kervan geçer ömrümün vadisinden,
          Her adımı sende başlayan ve sende biten.
          Bir kum saati gibi akar zaman ellerimden,
          Her zerresiyle sana ulaşmayı dileyen.
          
          Gökyüzü bakışının aynası olmuş gibi,
          Her bulut sana benzer, her yıldız seni anar.
          Ay ışığı vurur bir gecenin en derinine,
          Adınla şekillenir tüm uykusuz sabahlar.
          
          Bir rüzgâr eser de kokunu getirir bana,
          Ne bir hatıra eksilir, ne bir yara kapanır.
          Bir ağaç kök salar sessizliğin yamacına,
          Ve her yaprak sen der, sonsuzluğa uzanır.
          
          Adını çağırır boşluğun nefesi bile,
          Hangi söze sığdırır seni, hangi hece?
          Bir dalga vurur kalbimin en derin yerine,
          Hangi kıyıdan dönsem, sonum yine ellerinde.
          
          Seninle başlar ve seninle biter zaman,
          Ben ki arada kaybolan hiçliğin ortasında.
          Bir gölge misali seni izler hayalim,
          Sen ki her ışığın ardındaki karanlıkta.
          
          Ellerim ulaşamasa da hayaline asla,
          Bir nefes bilirim; o da senin adında.
          Ve her kelime, her harf, her düşünce,
          Sana varmak için yaratılmış aslında.
          
          Gök titrer adını duyar duymaz bir anda,
          Dünya susar, zaman donar, her şey durur.
          Ve ben bir dua gibi adını mırıldanırım,
          Çünkü adın, sonsuzluğun tek anlamı olur.
          
          -Ben
          

seliminharemi

Sessiz Bir Yangın
          
          Gözlerime çöker bir yıldız karası,
          Her gecenin yürek dolusu yarası.
          Adını sessizlik saklar içimde,
          Hangi anı silsem, kalır yarısı.
          
          Bir ışık ararım gözlerinin yerinde,
          Ama karanlıklar nöbet tutmuş yine.
          Ellerim boşluğa savrulur çaresiz,
          Adını anarken yanarım derinde.
          
          Bir yol çizer rüzgâr dağınık çizgilerle,
          Her adımda düşer, yenilirim ben.
          Bir avuç toprakta saklıdır özlemin,
          Her zerresi der ki: "Hep bekleyen sen!"
          
          Bulutlar dizilir gökyüzü boyunca,
          Yağmur damlasında saklanır adın.
          Bir rüzgâr eser de kurutur izini,
          Ama her sessizlik büyütür yangını.
          
          Kelimeler biter, dudaklar susar,
          Bir şarkı dolanır eski anılardan.
          Melodisi acı, sözleri yangındır,
          Hikâyesi, yarım kalan aşklardan.
          
          Adımlar ağırdır, yol bitmek bilmez,
          Gözyaşı birikir, taşar bir nehirden.
          Kalbime yazılmış kaderi silemem,
          Her taşın altında gizlidir bir başka sen.
          
          Bir gece uykusuz, yıldızsız, solgun,
          Seni düşünürken kendimden geçerim.
          Bir hayal peşinde savrulup dağılır,
          Sonra senin isminle yine dirilirim.
          
          -Ben

seliminharemi

YİTİK İZLER
          
          Bir dağ yamacında unuttum adımı,
          Her taşın üstünde senin gölgen var.
          Rüzgâr vurdukça silinir çizgiler,
          Bir hikâye biter, sonra başlar sancılar.
          
          Gözlerimde bir deniz, dalgaları kırık,
          Kıyıya vuran her çığlık sen diye bağırır.
          Bir düş kurdum, asla dokunamadım,
          Ne zaman uzansam karanlık dağılır.
          
          Adımlarım sessiz, yollar hep uzun,
          Ayak izlerim yok, sanki hiç geçmemişim.
          Bir yıldız istedim, yolu gösterir diye,
          Parlak olan yıldızı seçememişim.
          
          Bir şarkı söylerdim, nağmelerle süslerdim,
          Her heceye senden bir anı koyardım.
          Ama dudaklarımda şimdi yalnız suskunluk,
          Bir türkü yazdım ama sen hiç duymadın.
          
          Ellerimde kalır şimdi yalnız hatıralar,
          Ama ne sıcak, ne soğuk; hep eksik, ve de yarım.
          Bir anıya sarılsam, gerçeği unuturum,
          Ama her hatırlayış uçuruma giden ufak bir adım.
          
          Gökyüzü dar gelir, nefesim sığmaz,
          Bulutlar ağırdır, taşır beni alçaklara.
          Bir yağmur başlar, ama ıslatmaz beni,
          Yalnızca derin izler bırakır aciz ruhumda.
          
          Eğer bir yol varsa, ucu hep sana varır,
          Ama o yollar beni hep çaresiz bırakır.
          Sana gelirken hep kendimden geçerim,
          Döndüğümde kendimden bana yalnız hiçlik kalır.
          
          -Ben

seliminharemi

ZAMANA KÜS 
          
          Bir köprü çöktü içimde, taşları nemli,
          Her adımda sessiz çığlıklar yankılanır.
          Saatler, akrep ve yelkovanla küs,
          Zaman artık yalnız bir çizgi, bulanık ve ısrarsız.
          
          Bir dağın zirvesinde bir ağacın gölgesi,
          Köklerimdeki kırılgan hatıralar.
          Hiç bitmeyen bir tırmanış, bir boşluk,
          Ve o boşlukta bir yüz, yitip giden adımlar.
          
          Sonra bir ateş, ne alev ne kül,
          Ama hep içimde, hep derinlerde.
          Ve bir karanlık; ne gece ne gün,
          Ama hep üzerimde, hep kederle.
          
          Şimdi, oturduğum yer bir uçurum kenarı,
          Altımda derin bir sessizlik uçsuz bucaksız.
          Ama düşmem, çünkü düşüşüm bile,
          Senin olmadığın bir boşlukta anlamsız.
          
          -Ben

seliminharemi

Sessizlikte Adın Yankılanır
          
          Bir gün batımında saklıdır yüzün,
          Kızıl ufuklardan akar süzülerek.
          Gözlerin bir yangın, bir ölümsüz hüzün,
          Her nefesim sana düşer dizeler ekleyerek.
          
          Kalbim, seninle atan bir deniz feneri,
          Fırtınaların ortasında bir avuç ışık.
          Ne kara yeter yolumu kesmeye,
          Ne de özlem olur yeterince ılık.
          
          Bir yıldız kayar göz çeperimden,
          Adını fısıldar eski bir şiir gibi.
          Her dizede sensin, her dizede sen,
          Ben, yalnızlıklar arasında bir nehir gibi.
          
          Bir gölge çizer her sabah ufkuma,
          Sonsuz bir umutsuzluk dolar içime.
          Ne gündüz umut verir, ne gece huzur,
          Yüreğim bir yankıdır karanlığın içinde.
          
          Bir gül kurur avuçlarımda sessizce,
          Ama kokusu hep adını taşır bana.
          Görüyor musun, ey nazlı düş, nasıl yenildim,
          Hayalin kaldı bu kırık dünyama.
          
          Her sabah bir isyan doğar ruhumda,
          Ve de hep adınla başlar her yalnızlık.
          Bir adım daha atsam karanlık olur,
          Ama gözlerin önümde yine, doğar içime kararsızlık.
          
          Beni yakıp kül eden yalnız sen değilsin,
          Kendi ellerimle tutuşturduğum bu aşk.
          Bir yemin gibi her gece tekrar ederim:
          "Ey saklı özlem, ruhumun yangını."
          
          Bir yaprak gibi düştüm sonsuz bir boşluğa,
          Rüzgar sensin, toprak yine sana kavuşmam.
          Hangi şiir yeter anlatmaya, söyle,
          Sana dair hiçbir şeyde yok kusur, bulamam.
          
          Bir vedadır belki bu satırların her biri,
          Ama kalbim hâlâ her kelimede senin.
          Ölümle yarışır bir özlemdir içimde,
          Ve her sabah, yeniden büyür hasretin.
          
          Adını artık yalnız kendime fısıldıyorum,
          Her yankısı kırık bir melodiyi çağırır.
          Ama sen, ey suskun özlem, her zerremdesin,
          Kalbimde yalnız hayalin yankılanır.

seliminharemi

Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
          Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
          Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça,
          Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.
          Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
          Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım,
          Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça...
          Sen evreninde sana seni aratacağım.
          
          -Özdemir ASAF

seliminharemi

Ben sana mecburum bilemezsin 
          Adını mıh gibi aklımda tutuyorum 
          Büyüdükçe büyüyor gözlerin 
          Ben sana mecburum bilemezsin 
          İçimi seninle ısıtıyorum 
          
          Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor 
          Bu şehir o eski İstanbul mudur? 
          Karanlıkta bulutlar parçalanıyor 
          Sokak lambaları birden yanıyor 
          Kaldırımlarda yağmur kokusu 
          Ben sana mecburum sen yoksun 

seliminharemi

Belki Haziranda mavi benekli çocuksun 
            Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor 
            Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden 
            Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun 
            Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor 
            Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin 
            Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor 
            
            Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
            Bu kurtlar sofrasında belki zor 
            Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden 
            Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
            Sus deyip adınla başlıyorum 
            İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin 
            Hayır başka türlü olmayacak 
            Ben sana mecburum bilemezsin...
            
            -Attila İLHAN 
Reply

seliminharemi

Sevmek kimi zaman rezilce korkudur 
            İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur 
            Tutsak ustura ağzında yaşamaktan 
            Kimi zaman ellerini kırar tutkusu 
            Birkaç hayat çıkarır yaşamasından 
            Hangi kapıyı çalsa kimi zaman 
            Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu 
            
            Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor 
            Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor 
            Durup köşe başında deliksiz dinlesem 
            Sana kullanılmamış bir gök getirsem 
            Haftalar ellerimde ufalanıyor 
            Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem 
            Ben sana mecburum sen yoksun 
Reply