sema12385

Bin gurbete bedelmiş, bir iki çift laf edememek...

sema12385

O kadar özledim ki onları hala canım istediğinde onlara yeni bir evren yaratıyorum, yeni bir olay, yeni bir tanışma... Karaliyorum hala... Hayal ediyorum... Yayınevlerini red ettim... Çıkar üzerine kurulmus bir anlaşma istemiyordum cünkü hayatımda... Hiç istemiyorum hemde... 
          
          Akay ne yazmıştı çocukken defterine... 
          
          "Söylenecek binlerce kelime var, ses edecek binlerce duygu var... Okunacak binlerce şiir var, adına... Sen benim söylenemez duygularım..." 
          
          Ve Lila şöyle bitiyordu... 
          
          "Unutma sevgi her daim kazanır... Ve kazanacak..." 
          
          Akay ve Lila'nın hikayesinin kazananı kimse olmadı... Sevgi oldu... O kadar kayıp verildi... Bir sürü insan öldü ama kazanan sevgi oldu... İyi ki Akay... İyi ki... 29.01.1993...
          

sema12385

Nefes alamadığım çok zaman oldu, çok uğraşım oldu... Ve o zaman Akay galiba benim elimden tuttu... Bir göz göze geliş bana kalınca bir roman yazdırdı... 
          Şair yaptı beni... O her zaman buradaydı çünkü biz yerde ki yıldızlardık o ise gökte ki yıldızdı... İmzamda ki o yıldız, her yere attığım yıldız siületleri... Belki de bundandı... Bir gün otururken, internette geziyordum o kıza benzeyen biri görmüştüm ve dona kalmıştım o tanıyorum hissiyatı tekrardan bedenimi sarmıştı... Ve o zaman yazma kararı aldım ben, sevmeyi öğretmek istiyordum, incitmeden kırmadan... O abinin o kıza bakışların da ki o kıyamam bakışı gibi... O zaman attım ilk satırları... Dedim ki bir polis olacak ve bütün insanlara inat kadınlari koruyacak. Kalbi o kadar güzel olacak ki herkes onun karşısında ağzını açamayacak... Sevmeyi herkes ondan öğrenecek. Akay'ın ağzından yazdım... Bir erkeği anlatmak cok zordu... Cok zorlandım... Bir erkeğin düşünce yapısını anlamaya çalışmak ve ona şekil vermek adeta bir tablo çizmek gibiydi... 

sema12385

Tarih 20 Nisan 2019... Galiba o gün onlarla tanıştım... Neler hissetmistim teker teker yazdığım bir kitabım var zaten... Uzun uzun anlatacağım yine... Bu gün aslında iki sene önce, "Bir tarih bulmam lazım hemen! Şu kadar gün geçecek ve kar yağacak kış olması lazım... 29 Ocak iyi iyi" diyerek bu kararı almamı galiba yazacagım gün sayısı belirledi. 10 tane şiir yazdırmışlar bana belki daha fazla... Yırtıp attığım beğenmediğim şiirlerden bahsetmiyorum. Hayran hayran okuduğum 10 şiirden bahsediyorum. Hani geçen sene şarkı olacaktı da hayır diye red ettiğim o şiirler... İlk göz göze gelişimizi unutmuyorum o mavi gözlü adamla... Adını dahi bilmediğim ama göz göze ilk gelişimizde ben bu adamı nereden tanıyorum havasına büründüğüm o zamanı unutamıyorum. Günübirlik İstanbul'a gitmistik 20 Nisan 2019'da... Galata Kulesini görelim diye bizi baya bi yürütmüşlerdi. Bacaklarım çok ağırmaya başlamıştı, zaten tüm istabulu yayan gezmiştik. Galata Kulesine giden yolda renkli merdivenleri tırmanmamız gerekiyordu. Rengarek boyamışlardi aynı gökkuşağı gibi... O anda bir adamla göz göze gelmiştim... Masmavi gözleri, hafif kirli sakalı ve gülen yüzü ile o sırada kalbimde bir atış gerçeklesmişti... Ve yanına baktığımda ona gülerek bakan Çilleri yüzünü boyamış esmer ve masmavi gözlere sahip bir kızı görmüştüm. Fotoğraf çekiniyorlardı. O anda o kadar hayran kalmıştım ki. Benim sarı hayallerim işte...  Kızın adama bakışlarını görmüştüm adamın da o kıza bakışlarını... Galiba aşk denilen şey bakışlardan anlaşılabiliyordu demiştim... Sonra merdivenlerden çıkınca sarı bir duvar ile karşılaşmıştık. Ablam bana geç resmini çekeyim demişti sarı sweetim ile duvarla uyumlu poz vermiştim. O anda arkada ki dükkandan çıkarken gördüm onları ve gülümsemem sahici bir gülümsemeye peyda oldu... Sonra o sırada bizimle yukarı kadar cıktılar... Ablamla poz verirken az ötemizde geziyorlardı... O zaman kalbimde kaldılar... Ben o zaman Akay ile tanıştım... Lila ile tanıştım... 
          
          

sema12385

"Panzehir gözlerin 
          Çok mabedtir ruhun 
          Varlığın sabrın sevabı 
          Yalanım en büyük günahtır...
          
          
          Al beni ruhuna...
          Al beni cennetine...
          Al beni mabedine...
          Ama ölüm gelmiş zemherilerin gardiyanım...
          Seni çok seviyorum zemheri kadın... 
          
          Lila... 
          
          “Sende bir şey var; öyle bir şey ki, hiçbirinde rast gelmiyorum. Öyle bir şey ki işte bütün endişelerim senin yanında mahvoluyor. Ruhuma bir şifa, bir sükûn geliyor...” Mehmet Rauf... " 
          

sema12385

Bu gün 21 Temmuz 2022... Lila ve benim doğum günüm. Lila'm gözleri umut dolu olan kadın, her okuduğumda tekrar tekrar gözlerine aşık olduğum kadın sen hep benimle var olacaksın. Ben var oldukça, ben insanlara iyi geldikce sen hep var olacaksın benimle... Her adımımda, her konuşmamda ve her sözcuğümde... Lila ben seninle ödüller aldım, sen tuttun elimden yürü dedin yürüdük, yaz dedin yazdık... Lila sen çok başkasın... Sen bana umut dan daha çok şey verdin... Sen bana güclü bir kadın olmayı öğrettin... Sen içimde olan en güzel parçasın... Seninle yırtık kotlarıma doldurdum umudu o şarkıda ki gibi... Akay sen ve benim bildiğim o şarkının sözlerinde ki gibi bir fotoğraf karesi ile girdin hayatıma... Ve binlerce umudu yırtık kotuma doldurdun... Galata kulesinin orada ki o çift! İyi ki o gün sizi gördüm, o abinin ablaya bakışlarını saçlarını okşamaktan bile çekinişini o renkli merdivende iyi ki de gördüm... O gün yazıldı satırlar... 
          
          Söylenecek binlerce kelime var
          Ses edecek binlerce duygu var
          Okunacak binlerce şiir var
          Adına, sen benim söylenemez duygularım 
          
          Yaktın aleve verdin
          Yüreğim yangına yürüdün
          Kül olmak sadece bahenen 
          Şiir ancak senin adın
          Gözlerin benim yüreğim
          Yaşların en büyük sitemim
          Zemherilerin şarkılarım 
          
          Şiir ancak senin adın 
          Güzel kadın 
          Şiir ancak senin gözlerine yazılınca anlam bulur 
          
          İsmim ancak senin yanında şiire beste olur. 
          
          O gün o abinin bakışlarında bu satırları okudum... Ve bembeyaz mas mavi gözlerini gözlerime çevirince anladım... Akça pakça baktı bana... Akay oldu... O gün çiller ile bezeli güzel yüzünü bana çevirince anladım zemheri soğuğu bedenimi esir aldı... 
          
          İyi ki doğdun Lila! Ve iyi ki varsın Lila! İçime en güzel gelen şey sen ve Akay'sın... 
          
          Lila'yı düzenlemeyi düşünüyorum ve düzenlemeye de başladım umarım daha güzel bir hali ile tekrardan buraya dönerim... Döneriz... Çünkü rüyamda Lila ile Akay benim elimden tuttu... Çünkü onlar bana yol gösterdi... 
          
          

sema12385

Merhaba, 
          Devamı o kafamın içinde ki gibi devam etmeyecek... Çok garip ama Merhaba kelimesinden çok korkar oldum sonu nasıl bitecek acaba diye... Yazmayı bırakalı sahi ne kadar oldu bir seneden fazla oldu anlaşılan... Mor Kedi bıraktı yazmayı... Keşke diyorum ki kimseye söylemeseydim, kimse ile paylaşmasaydım. Tanınmadan önce ki Sema'yı daha çok seviyorum... Hani o kazanamadığı kazancına sıkı sıkı bağlı olan Sema'yı... Ben o kızı çok özledim... Kazanamadığım kazancım diye sevdiği o kişiyi de çok özledim... 6 ve ya 7 sene önceydi sanırım... Yazmaya onunla başladım. Onun gözleriyle... Zemheriden sonra en sevdiğim renk oldu gözleri kahverengi... Sonra devam ettim basladım yazmaya... İlk kitabım yayınlamaya kıyamadığım o kitabın yazım nedeniydi gözleri. Ona olan sevgimi yazdım, çizdim, karaladım... Ama o icimde bir yerlerde bitti... Sevgisi hala daim ama o gitti... Sanırım çok sevemeden yazamıyorum... Onunla bitti yazma hevesim... Başka birilerini koymaya calıştım bir Merhaba ile... Ama beceremedim... Ben bir kere sevdim... Ve bir daha sevemeden yazamam. Uzun lafın kısası çok sevmek lazım yazabilmek için, sevgiden göğsünün kabarması lazım... Bayıla bayıla, seve seve, mutlu ola ola yazmak lazım... O sevgiye olan inancımı da kaybettim işte... 
          
          

sema12385

20 Mayıs...
          
          Ne kadar garip... Çok garip bir yıl önce bu gün bir heyecanla son noktayı koymuştum... Linçlenmiş ve yine de gurur duyulmuştum... Ne olacak şimdi demiştim Lila biterken.... Ne olacak? Lila kitap olacaktı vaz geçtim... Yaşımı küçük buldum, olgunlaşmadığımı hissettim, duyguları veremediğimi fark ettim... Herkes den biraz daha farklı olmak aslında işime geldi yazarken... Fazla sevmek... Evet tam da fark bu... Duygularım, sevgim, ruhum... Galiba biraz yorgunum... İnsan çok severken yorulur mu hiç? Galiba yanlış insanları seviyorsa evet yorulur... Doğruyu sevmek insanı yormaz... Daha çok güç verir sanırım. Şimdi çok çalışıyorum bir yerlere gelebilmek adına... İnsanlara iyi gelebilmek adına hayallerimin peşimden koşuyorum... Sevmek konusunda ise galiba dinlenmeliyim...
          
          Akay'ım Lila'm hayatıma iyi ki girdi dediğim tek şeylerden bir kaçı sadece... İyi ki nefes kaynağım oldunuz... İyi ki 3 yıl önce elimi tuttunuz! Ve iyi ki o gün sizi Istanbul'da sarılarak gördüm... Her seye rağmen iyi ki siz! Ve her şeye rağmen iyi ki sen... Ve iyi ki ben... 
          
          Teşekkür ederim... 
          
          20.05.2022