Bir romanın ilk cümlesi gibidir hayat, Dünya'ya gözlerini nasıl açarsan öyle yazarsın sayfalarını satırlara dökülen yorgun mürekkep gibi, doğduğu anda üzerinden akan kan misalı saf ve acı...
İlk sayfanın imzasını doğduğunda atarsın, diğerini ilk kez konuştuğunda, açılır sayfalar. Hep ilkler devam eder. Diğer yapraklarda sen yazamasın belki ama kader yeter seni kitap yapmaya.
Oysa şimdi hangi tozlu rafta kaçıncı kitabın gizli satırlarında mürekkep döküyorum kim bilir.
Yazıyorum... Acılarımı kırmızı kalemle kazıyorum. Sevinçlerimi çember içine alıyorum, çığlıklarımın üzerini çiziyorum; sussunlar diye. Her bir cümlede yeniden hayat buluyorum. Dipsiz kuytu köşelerde saklanıyor harfler, peşinden gidiyorum. Dokunuyorum avucumun içinde yaşam. Sonrası sıra sıra dizilip paragraf oluşturuyorum.
Yazdıkça artıyor çığlıklar, arttıkça katlanıyor acılar ve sonra duruyorum elimde kalem başımın ucunda abajur.Gözlerim kapanıyor gecenin ensesinde. Düşünüyorum;ve ben galiba yazmayı bilmiyorum.
- Istanbul, Turkey
- JoinedJanuary 27, 2016
Following
Sign up to join the largest storytelling community
or