sitare.

Bir gün Süreyya elimizde beraber Gülcan hocamla kahve içeceğiz. Benim evimde benim kitabımla. 

aslanlar sahnedeyken kuşlar tarafından daima dikkatle izlenirler

"Hepimiz birer kuklaydık ve yazılanı oynuyorduk. Yazılmamış hiçbir sahneyi yaşamamız mümkün değildi.  "
          
          Süreyya'yı hala bekleyen herkesi sımsıkı sarıp sarmalıyorum. Çok yakında yeni bölümle gönlünüzü alacağıma eminim. Sevgiyle kalın.

Gel dizime başını koy istersen bu ne yorgunluk böyle ben öldüm mü

Farsçada yıldız demektir Sitâre, gökyüzünün en parlak yıldızıdır. Buradaki Sitâre uzaktaki birine sesleniş şeklidir. Yıldız kadar parlak birine. Sitâre son derece asil, soylu ve şerefli bir aşk hikayesidir. Sıradan bir insan böyle sevilemez. Bu dünyaya ait olamayacak kadar yüce bir sevgidir Sitâre.

canım kızım, gözlerine bakıyorum. korku dolu. biliyorum, seni senden küçük bir kaba koyup, sana yıllarca büyü diyecekler.

canım kızım, nefretten başka bir dili olmayan bu boşlukta, "sevmek" denilen o yuvayı aradığını biliyorum. zaman senin sırtını hep "geçti, her şey geçti" diyerek okşasın.

canım kızım, pamuk parmaklarına değmiş olan kağıt kesiğinin acısını düşündürüp binlercesinin kalbine olduğunu söylediğinde, ne yapacağım?

artık nasıl hissettirdiğini bilmiyorum. bir şeyler bir zamanlar vardı ama her şey bir anda yok oldu.

ne oldugunu bile bilmedigim ama karsılasınca yıllardır elimde fotografıyla uyumusum gibi hissettirecek kadar tanıdık gelen bir seyin hayatıma girmesini ve her seyi cok güzel yapmasını bekliyorum