dün gece saat 12.30 sularında oğlum geçirdiği viral enfeksiyona yenik düşüp hayata gözlerini kapadı. daha 1 yaşına bile basmamıştı miniğim. günlerdir serumla besleniyor, yürümeye çalışırken sendeleyip yere yığılıveriyordu. tüm bunlara minik bünyesi dayanamadı, o melek olmayı seçti. dün geceden bu yana herşey o kadar bomboş ki. uyumaya çalışırken sanki yatağa çıkıp ayağımın ucuna kıvrılacakmış gibi hala. fakat ayağımın ucu bomboş. tek tesellim ise acılarından artık kurtulması meleğimin. onunla 9 ay boyunca hayattaki hiçbir canlıyla kuramadığım bağı kurmuştuk. benim gibi bencil bir insana bile karşılıksız sevginin ne olduğunu öğretti. yeri geldi öğrenci halimle kendim yemedim oğluma daha iyi mama alabilmek için.
aklıma onu ilk bulduğum yer, oynadığımız oyunlar, ettiğimiz kavgalar, kaloriferin başına geçip saatlerce uyuması, annesinden erken ayrıldığı için beni annesi zannedip kıyafetlerimi emmesi, yanına yaklaştığım an tortor yapmaya başlaması ve daha yazamadığım sayısız hatıramız geliyor. onunla geçen 9 ay hayatımın en mutlu, en sevgi dolu yıllarıydı.
ve hayatımın şu en acılı gününde bir tane bile halimden anlayan, beni teselli eden insan olmadı. inanması çok zor ama kedini niye tedavi ettirip bu kadar para ödedin başka kedi alıverirsin diyen bir annem var. bir anne böyle diyebiliyorsa diğer insanlarınkini düşünmek bile istemiyorum. benim annem bile bana bunları söyleyebiliyorsa benim bu hayatta oğlumdan başka kimsem hiç olmamış ki zaten. insanların bu kadar sevgisiz olduğunun farkına dünden beri varıyorum.
bir kez daha insanlıktan tiksiniyorum, sonsuz kez oğlumu özlüyorum.
cennette mutlu ol minik meleğim. seni canından çok seven annen.