Yolcu idin koyu karanlıkta kayıb etmiş yolunu muammada yaşarken , en zifiri karanlıkta çok uzakta yanan çıra ışığı sana bir umut oldu yürüdün..! Musa gibi bıraktın ne varsa geride, aydınlığın olacak yeni bir umuda doğru o yanan çıra nuru sen yaklaştıkça büyüdü ve karanlık kesen yolunu bir anda aydınlattı o ne güzel aydınlıktıki bir a'ma nın ilk defa sevdiklerini görmesi gibi idi bir anda cennet bahçesi olu verdi karanlık dünyan ve o nur gittikçe daha belirir oldu öyleki artık uzak çöllerden en büyük dağı bile görür oldun ne büyük lütüf dedin kapandın secdeye ıslattı secdegahını göz yaşların, şükür secdesimi idi nedamet secdesimi di? sen bile bilemden karanlıkta kayb olmuş yılların pişmanlığımı idi vuslatın verdiği hazmıydı?
gördükçe mahrum olmanın ne olduğunu daha derinden anladın ve o nur öyle olduki artık donmuş kap katı kesilmiş gönlünü ısıtır bir güneş olu vermişti ıstııkça eirir oldun taki kenidni buluncaya kadar ve artık o güneş yakmaya başlamış gah kaçmak istedin gah gölge aradın gah sırtını çevirdin gah dönüp bakamaz oldun başını eğdin ama o hep seni aydınlattı yakmış olsada seni sana dayanmanın ne olduğunu sen bilmezken öğreti veriyordu ama sen sana dokunduğundan önüne bakarak kendin kendine öfke ile bu ne yahu diyor yeter artık demeye hazırlanıyor dun sen onu düşünürken o sana selam vermeden sana bakmadan sana yüz vermeden seni terk etmeye hazırlanıyordu...... GEYLANİ ZADE