Mesela ben insanların beni neden sevmediğini anlayabilirken neden sevdiğini hiç anlayamazdım. Kimsenin sevgisini hissedemezdim, seninle tanışana kadar. Oysa senin sevgin diye bir şey yokken ben onun varlığına inanmışım. Ona tutunmuş, yeri geldiğinde ona ağlamışım. Bunca zaman kafamda bizi mutlu kurmuşum. Sen gelince kaybolan kara bulutlar sen varken de varmış. Güneş aslında hiç ortaya çıkmamış. Sorunlar çözülmemiş, yalnızca sen gidene kadar ertelenmiş. İşin sonunda kendime ördüğüm duvarlar yıkılmış, enkaz altında benim herkesten sakladığım çocukluğum kalmış.