silayetimoglu

Orman gülü yeni bölümden kesit:
          	
          	"Yıldız ışığı şenliği hayatımda gördüğüm en güzel şenlikti. Bu konuda sizlere su dökemeyiz. Hatta burasının yanında Lorien çok sıkıcı geliyor."
          	
          	Prenses ellerini geyiğe koydu ve onu okşamaya başladı. Tabi o sırada prensin dün geceki anıları hatırlayıp sırıttığını görmemişti. Eğer görseydi kalpten giderdi.
          	
          	"Aman sakın ha bunu babama söylemeyin. Onun ruhu pek genç değildir Oropher babam gibi."
          	
          	Oropher prensesin diğer eline nazik bir öpücük kondurdu ve yanında yer almasını sağladı.
          	
          	"İltifatların için teşekkür ederim kızım. Celeborn'u eskiden beri tanırım ve severim ama gençken de sıkıcıydı o zaten. Hep kitap okur ve dere kenarında düşüncelere dalıp somurturdu."
          	
          	Tabi kendisinin de o sıralar Thranduil'in annesi tarafından kesinlikle öldürmek amacıyla göle çekilmekle meşguldü ama bunu dillendirmedi.
          	
          	"Siz Doriath'da tanışmıştınız değil mi?"
          	
          	Oropher'in dalgaları şimdi anıların arasına karışmıştı atına atlarken onu onaylar bir şekilde başını salladı.
          	
          	"Evet annenle de orada tanıştıktan sonra değişti zaten. Bense babamdan intikam alma peşindeydim annemi bıraktığı için. Yine de kader bizi hem ırkdaş hem de dost yaptı. Tabi gönlüm hâlâ Glorfindel için atıyor ama bunu ona söylemeyin. Bir yerleri kalkar sonra havasından geçilmez."
          	
          	Lillian elinde olmadan kıkırdadı. Thranduil'in bu eğlenceli ve alaycı kişiliğinin nereden geldiği belli olmuştu.
          	
          	"Alemsin baba. Peki şu intikam meselesi de neyin nesi? Bana kimse bir şey anlatmadı."
          	
          	Thranduil geyiğin boynuzlarını sildi ve buruk bir ifadeyle gülümsedi. Kendisi bir yaşadıysa babası bin yaşamış kaderin sillesini erken yaşta yemişti.
          	
          	"Ben sana anlatırım Lily. Şimdi gel bana zambağım gitmeden önce sana bir sarılayım"
          	
          	Deyip geyikten yere elflere has o zarif ama atik hareketle atladı. Bir salisede altın saçlı ellethi kendine çekti ve ayaklarını yerden kesti. İşte şimdi geleceğin getirdiği belirsizliklerden bir nebze kurtulmuş ve umudu artmıştı.
          	
          	

EnesSantorski

Profiline ve kitap kapaklarına biraz bakma fırsatım oldu tabiki sen begenip koymuşsun ama naçizena fikrim yapay zekaya istediklerini açık bir ifadeyle dile getirirsen kafandaki tasarımları daha da iyi ortaya çıkarırsin umarım yanlış anlamazsın
          

silayetimoglu

@EnesSantorski  muhtemelen Orman gülü karakterler kısmına bakmışsın beyaa. Ben zaten yapay zeka konusunda hiçbir zaman iyi olmamıştım. Ne kadar açık yazarsam yazayım hep başka şeyler çıktı. Şu an bir arayış içerisindeyim o konuda. Ne blm yapay zeka bana kolaycılık geliyor. Bizim sınıftakiler oradan yaptırıp kullanıyordu bense arayıp tarayıp buluyordum ya da çiziyordum. Herkesin kendi tercihi tabi .O yüzden şimdilik fotğrafları kaldırıp karakterleri anlatan kolajlar koydum. Yorumun için teşekkür ederimm yanlış anlamadım merak etme.
Reply

silayetimoglu

Orman gülü yeni bölümden kesit:
          
          "Yıldız ışığı şenliği hayatımda gördüğüm en güzel şenlikti. Bu konuda sizlere su dökemeyiz. Hatta burasının yanında Lorien çok sıkıcı geliyor."
          
          Prenses ellerini geyiğe koydu ve onu okşamaya başladı. Tabi o sırada prensin dün geceki anıları hatırlayıp sırıttığını görmemişti. Eğer görseydi kalpten giderdi.
          
          "Aman sakın ha bunu babama söylemeyin. Onun ruhu pek genç değildir Oropher babam gibi."
          
          Oropher prensesin diğer eline nazik bir öpücük kondurdu ve yanında yer almasını sağladı.
          
          "İltifatların için teşekkür ederim kızım. Celeborn'u eskiden beri tanırım ve severim ama gençken de sıkıcıydı o zaten. Hep kitap okur ve dere kenarında düşüncelere dalıp somurturdu."
          
          Tabi kendisinin de o sıralar Thranduil'in annesi tarafından kesinlikle öldürmek amacıyla göle çekilmekle meşguldü ama bunu dillendirmedi.
          
          "Siz Doriath'da tanışmıştınız değil mi?"
          
          Oropher'in dalgaları şimdi anıların arasına karışmıştı atına atlarken onu onaylar bir şekilde başını salladı.
          
          "Evet annenle de orada tanıştıktan sonra değişti zaten. Bense babamdan intikam alma peşindeydim annemi bıraktığı için. Yine de kader bizi hem ırkdaş hem de dost yaptı. Tabi gönlüm hâlâ Glorfindel için atıyor ama bunu ona söylemeyin. Bir yerleri kalkar sonra havasından geçilmez."
          
          Lillian elinde olmadan kıkırdadı. Thranduil'in bu eğlenceli ve alaycı kişiliğinin nereden geldiği belli olmuştu.
          
          "Alemsin baba. Peki şu intikam meselesi de neyin nesi? Bana kimse bir şey anlatmadı."
          
          Thranduil geyiğin boynuzlarını sildi ve buruk bir ifadeyle gülümsedi. Kendisi bir yaşadıysa babası bin yaşamış kaderin sillesini erken yaşta yemişti.
          
          "Ben sana anlatırım Lily. Şimdi gel bana zambağım gitmeden önce sana bir sarılayım"
          
          Deyip geyikten yere elflere has o zarif ama atik hareketle atladı. Bir salisede altın saçlı ellethi kendine çekti ve ayaklarını yerden kesti. İşte şimdi geleceğin getirdiği belirsizliklerden bir nebze kurtulmuş ve umudu artmıştı.
          
          

silayetimoglu

Sınavlarım yaklaştı ve mental olarak pek iyi değilim o yüzden belli bir süre orman gülüne bölüm atamayacağım. Yine de bir tane uzun bölüm yazabilirim siz de isterseniz sınavlarımın bitmesini beklerken orman gülünü okursunuz ya da diğer kitaplarımı:>