bunu bir kere yazmış olsamda en baştan bir düzen ve teferruatla, uygun bir kafa yapısı içinde yazmayı kendime borç bildim. nereden başlayacağımı bilmiyorum çünkü nerede başlasam bir yer illa boş kalıyormuş gibi hissediyorum. bazı şeyler yolunda değil ama bende yolumda değilim. belki de benim yolumda olmama izin vermeyen dış etkenler vardır. yine de ben rüzgarda debelenen o kuru yaprak değilim. beni zorla hareket ettiren ilahi bir güce bağlı değilim, benim iradem var, benim bir aklım, neyin ne olduğunu anlayabilecek bir hayat tecrübem var ama ben o kuru yaprak gibiyim. rüzgarın beni götürdüğü yerde durmayı tercih ediyorum, orayı sevmiyorum bunu biliyorum ama o ilahi güç, rüzgar hareket etmemi isterse oradan kurtulabiliyorum. sonum o yapraktan farksız olmuyor. Her seferinde eziliyorum. bazen bir asfaltta oluyorum, bazen bir parkta ağaç dibinde istediğim yerde oluyorum ama bir çocuk beni ezebiliyor. ezilen bir yaprak tekrar yaprak olmaz değil mi? ben yine bir yaprağa dönüşüyor, her seferinde ezilmenin verdiği o kutsallıkla kalıyorum. gitmek istediğim yerlerde kalıyorum, bunu bazen dış etkenler bazense ben istiyorum. değişemiyorum, istediğim o insan olamıyorum.
ben o yaprak olmak istemiyorum. benim bir aklım, iradem var. onları kullanmak istiyorum. Dış etkenleri hiç sevmiyorum. onlar yüzünden eziliyorum, yok oluyorum. Başka bir hayatın olmadığını anlamam kaç yılımı aldı? saymayı bıraktım. kendimi o kadar yaprak gibi hissettim ki zamanın varlığını unuttum, o yaprak gibi en baştan var olurum zannediyorum. oysa ki yok, işte bu yüzden kırgınım kendime. o ilahi güçleri ezecek bir kuvvetim yok, kendim olabilecek bir inancım yok. keşke ağacın dalındaki bir yaprak olsaydım demekten başka çarem yok. keşkeler beni bitirdiler. yine de bazı şeylere çok kırgınım. bunu da yine ezilmeme borçluyum, onun vesilesiyle yazdım. o yaprak gibi ezilmek ve tam anlamıyla hiç olmak istiyorum.
tek bir farkla, ben en baştan bu yarışa katılmak istemiyorum.
30.05.2023