slslslskslsll
Enlace al comentarioCódigo de conductaPortal de Seguridad de Wattpad
İnsanlar konuşur... Ama zaten biz de konuşmak için yaratılmadık mı? Elbet konuşuruz veya konuşuluruz. Konuşulduğumuz zaman genellikle kafaya takarız ya da yavaş yavaş kendimizi değiştirmeye başlarız. İşte bu da bize mutsuzluğu getirir. Biz insanların dediği gibi olmaya çalıştığımız için mutsuzuz aslında. Biz biz olamadığımız için mutsuzuz. Biz kendimize güvenmediğimiz için mutsuzuz aslında. Ve biz hepimiz mutluluğu hakkederken neden mutsuz oluyoruz ki? Bırakalım insanlar konuşsun. Biz niye kafamıza takıyoruz ki? Ya da neden kendimizi değiştirmeye çalışıyoruz ki? Biz, biz olamayacaksak eğer neden varız ki? Bizim hayatımıza başkaları hüküm verecekse eğer biz neden varız? Bizim biz olmamız için artık bir "Dur!" demesini öğrenmemiz gerek. "Hayır!" demesini bilmeliyiz artık. Ve bence artık onları bırakalım da kendimiz olalım. Kendi hayatımıza hükümleri kendimiz verelim, kendimize güvenelim. Ve asla şunu unutmayalım: Mutlu olmak kendimize sevmekten geçer... *** Belki şu an bazıları "Bu yazar yine boş boş konuşuyor."der. Olsun diyebilirsiniz. Ben gayet dolu konuştuğumu düşünüyorum. :) Belki bazıları " Eee belki biz kötü insansak ve bunu insanlar iyi olmamız için konuşuyorsa yine de kendimizi değiştirmemiz gerekir?"der. O zaman biz kötüysek zaten mutlu olamayız ki. Ve biz ilk önce kendi mutluluğumuz için kendimizi değiştirceğiz. Ve bunu da iyi birisi olarak gerçekleştirebiliriz. Belki bazıları "Ee siz de şu an konuşuyorsunuz. Biz de bu dediklerinizi kafamıza takmayalım mı yani?" der. Buna cavabım ise ben size bir öneride bulunuyorum sadece. Sizin hayatınıza dair hüküm vermiyorum. Önerime uyup uymamak size kalmış. Sonuçta her insanın önerine uymak zorunda değilsiniz ki.
slslslskslsll
@ soyluedip içinizi dökmenize sevindim. Ben de size tekrardan teşekkür ederim. Hayatınızda başarılar ve mutluluklar diliyorum. (: İyi geceler...
slslslskslsll
@ soyluedip tamam anılar ölmek de bir yalnızlıkdır diye düşünüyorsunuz. Peki şöyle söylemek isterim dünyaya veda ettiğimizde çoğu insanın yanında sevdiği insanlar vardır. Annesi, babası yoksa eşi vardır. Eşi ondan önce vefat ettiyse onun yanında olan bir oğlu ve kızı olacaktır mutlaka. Ama tabii ben şu an bir genelleme yapıyorum. Çoğu insan yalnız veda etmez çünkü dünyaya. Ve anılar konusuna gelirsek de anılar bence bir insanın çaresizliğine sarıldığı bir şey değildir. Anılar bir insanın iyiki yaşamışım dediği şeylerdir. İyiki bu tercihi vermişim dediği şeylerdir. Tamam belki arada kötü anılarımız da olmuş olabilir ama şunu bilmeliyiz ki hayatımızda iyi şeyler olduğu gibi kötü şeylerde olabilir. Sonuçta hayatı iyisiyle kötüsüyle yaşamalıyız. Hem de hayatımızda kötü şeyler olmasa biz nasıl doğruyu öğrenebiliriz ki? Yani şunu demek istiyorum, hayatımızda yaptığımız kötü tercihler bizi doğruyu gösterir. Sonuçta yaptığımız bir tercih sonucunda iyiyi veya kötüyü öğrenebiliriz. Eğer kötü bir tercih yaptıysak daha da onu yapmayız sonuçta. Ve biz doğduğumuz andan beri ailemizi tanımaya başlıyoruz. Yani iki ya da üç yaş sonrası olduğu gibi öncesi de vardır mutlaka. Doğduğumuz andan beri yavaş yavaş tanıyoruz ki sonradan "anne, baba" diyoruz zaten. Daha olumlu bakmanıza da sevindim. Ama insan mutluluğu kendi başına yakaladığı gibi yanındakilerle de yakalayabilir. Mesela yalnızken bir kuş sesi veya güneşin doğmasını görmek bile bizi mutlu eder. Ama yanımızda bir insan varken bence o kuşun sesi daha anlamlı gelir bize. Güneşin doğuşunun başka bir anlamı da olabilir bizim için. Diyeceğim son şey ise düşüncelerinizi belirttiğiniz için teşekkür ederim. (:
slslslskslsll
@ soyluedip aslında ben sadece mutsuz olduğumuz nedenlerden birisini anlatıp öneride bulundum. Ama sizin dediğiniz nedene de gelirsek insan dünyaya geldiğinde yalnız değildir bence. Ve bence ailesini de tanıyabilir. Çünkü doğduğu andan beri onunla vakit geçirdiği varlık ailesi. Hatta tanıdığımız süreçte yani ortalama iki ya da üç yaş arası onlara "anne, baba " demeye başlarız. Bu da onları tanıdığımızı kanıtlar bir nitelikte bence. Ve insan dünyaya veda ettiğinde de yalnız değildir. Çünkü onunla birlikte artık yaşanmış olan anıları vardır yanında. İnsan anılarıyla birlikte ölür. Bu söylediklerime göre yalnız değiliiz bence ama yabancı mıyız? Bence yabancı da değiliz ya. Çünkü dünyaya geldiğimiz andan beri tanımaya çalışıyoruz dünyayı. Ve tanırız elbet. Yavaş yavaş... Eğer siz " Peki dünyaya geldiğimiz zaman ailemiz yanımızda değilse tanıyacağız dünyayı?" derseniz de işte o zaman çevremizi tanımak zorunda kalıyoruz. Eğer dünyaya geldiğimiz anda ailemiz bizi terk etmişse hayatın bize oyunu demekki o zaman başlamıştır. Kimileri yine de çok erken zamanda mutluluğu yakalayabiliyor ama bazılarının mutluluğu yakalayabilmesi uzun sürüyor. Ama bence insan mutluluğu her türlü er ya da geç yakalıyor. Bir insan ömrü boyunca mutsuz olamaz çünkü. Elbet hayatta mutluluğu yakaladığımız zaman olacak...
slslslskslsll
@ valebox
slslslskslsll
@ valebox ;(
slslslskslsll
@ valebox muahhh ♥♥
slslslskslsll
@ valebox ağlama kızzzz
slslslskslsll
@ valebox yok birtanem ne kusuru ( tövbe tövbe :) ) ♥♡♥
slslslskslsll
@ valebox sana da sa aşkomm :)♥♡
sudenazyetkinn
Balerin adlı kitabımın yeni çocul musun adlı bölümünü oylayıp yorum yapar mısın?
slslslskslsll
İnsanlar konuşur... Ama zaten biz de konuşmak için yaratılmadık mı? Elbet konuşuruz veya konuşuluruz. Konuşulduğumuz zaman genellikle kafaya takarız ya da yavaş yavaş kendimizi değiştirmeye başlarız. İşte bu da bize mutsuzluğu getirir. Biz insanların dediği gibi olmaya çalıştığımız için mutsuzuz aslında. Biz biz olamadığımız için mutsuzuz. Biz kendimize güvenmediğimiz için mutsuzuz aslında. Ve biz hepimiz mutluluğu hakkederken neden mutsuz oluyoruz ki? Bırakalım insanlar konuşsun. Biz niye kafamıza takıyoruz ki? Ya da neden kendimizi değiştirmeye çalışıyoruz ki? Biz, biz olamayacaksak eğer neden varız ki? Bizim hayatımıza başkaları hüküm verecekse eğer biz neden varız? Bizim biz olmamız için artık bir "Dur!" demesini öğrenmemiz gerek. "Hayır!" demesini bilmeliyiz artık. Ve bence artık onları bırakalım da kendimiz olalım. Kendi hayatımıza hükümleri kendimiz verelim, kendimize güvenelim. Ve asla şunu unutmayalım: Mutlu olmak kendimize sevmekten geçer... *** Belki şu an bazıları "Bu yazar yine boş boş konuşuyor."der. Olsun diyebilirsiniz. Ben gayet dolu konuştuğumu düşünüyorum. :) Belki bazıları " Eee belki biz kötü insansak ve bunu insanlar iyi olmamız için konuşuyorsa yine de kendimizi değiştirmemiz gerekir?"der. O zaman biz kötüysek zaten mutlu olamayız ki. Ve biz ilk önce kendi mutluluğumuz için kendimizi değiştirceğiz. Ve bunu da iyi birisi olarak gerçekleştirebiliriz. Belki bazıları "Ee siz de şu an konuşuyorsunuz. Biz de bu dediklerinizi kafamıza takmayalım mı yani?" der. Buna cavabım ise ben size bir öneride bulunuyorum sadece. Sizin hayatınıza dair hüküm vermiyorum. Önerime uyup uymamak size kalmış. Sonuçta her insanın önerine uymak zorunda değilsiniz ki.
slslslskslsll
@ soyluedip içinizi dökmenize sevindim. Ben de size tekrardan teşekkür ederim. Hayatınızda başarılar ve mutluluklar diliyorum. (: İyi geceler...
slslslskslsll
@ soyluedip tamam anılar ölmek de bir yalnızlıkdır diye düşünüyorsunuz. Peki şöyle söylemek isterim dünyaya veda ettiğimizde çoğu insanın yanında sevdiği insanlar vardır. Annesi, babası yoksa eşi vardır. Eşi ondan önce vefat ettiyse onun yanında olan bir oğlu ve kızı olacaktır mutlaka. Ama tabii ben şu an bir genelleme yapıyorum. Çoğu insan yalnız veda etmez çünkü dünyaya. Ve anılar konusuna gelirsek de anılar bence bir insanın çaresizliğine sarıldığı bir şey değildir. Anılar bir insanın iyiki yaşamışım dediği şeylerdir. İyiki bu tercihi vermişim dediği şeylerdir. Tamam belki arada kötü anılarımız da olmuş olabilir ama şunu bilmeliyiz ki hayatımızda iyi şeyler olduğu gibi kötü şeylerde olabilir. Sonuçta hayatı iyisiyle kötüsüyle yaşamalıyız. Hem de hayatımızda kötü şeyler olmasa biz nasıl doğruyu öğrenebiliriz ki? Yani şunu demek istiyorum, hayatımızda yaptığımız kötü tercihler bizi doğruyu gösterir. Sonuçta yaptığımız bir tercih sonucunda iyiyi veya kötüyü öğrenebiliriz. Eğer kötü bir tercih yaptıysak daha da onu yapmayız sonuçta. Ve biz doğduğumuz andan beri ailemizi tanımaya başlıyoruz. Yani iki ya da üç yaş sonrası olduğu gibi öncesi de vardır mutlaka. Doğduğumuz andan beri yavaş yavaş tanıyoruz ki sonradan "anne, baba" diyoruz zaten. Daha olumlu bakmanıza da sevindim. Ama insan mutluluğu kendi başına yakaladığı gibi yanındakilerle de yakalayabilir. Mesela yalnızken bir kuş sesi veya güneşin doğmasını görmek bile bizi mutlu eder. Ama yanımızda bir insan varken bence o kuşun sesi daha anlamlı gelir bize. Güneşin doğuşunun başka bir anlamı da olabilir bizim için. Diyeceğim son şey ise düşüncelerinizi belirttiğiniz için teşekkür ederim. (:
slslslskslsll
@ soyluedip aslında ben sadece mutsuz olduğumuz nedenlerden birisini anlatıp öneride bulundum. Ama sizin dediğiniz nedene de gelirsek insan dünyaya geldiğinde yalnız değildir bence. Ve bence ailesini de tanıyabilir. Çünkü doğduğu andan beri onunla vakit geçirdiği varlık ailesi. Hatta tanıdığımız süreçte yani ortalama iki ya da üç yaş arası onlara "anne, baba " demeye başlarız. Bu da onları tanıdığımızı kanıtlar bir nitelikte bence. Ve insan dünyaya veda ettiğinde de yalnız değildir. Çünkü onunla birlikte artık yaşanmış olan anıları vardır yanında. İnsan anılarıyla birlikte ölür. Bu söylediklerime göre yalnız değiliiz bence ama yabancı mıyız? Bence yabancı da değiliz ya. Çünkü dünyaya geldiğimiz andan beri tanımaya çalışıyoruz dünyayı. Ve tanırız elbet. Yavaş yavaş... Eğer siz " Peki dünyaya geldiğimiz zaman ailemiz yanımızda değilse tanıyacağız dünyayı?" derseniz de işte o zaman çevremizi tanımak zorunda kalıyoruz. Eğer dünyaya geldiğimiz anda ailemiz bizi terk etmişse hayatın bize oyunu demekki o zaman başlamıştır. Kimileri yine de çok erken zamanda mutluluğu yakalayabiliyor ama bazılarının mutluluğu yakalayabilmesi uzun sürüyor. Ama bence insan mutluluğu her türlü er ya da geç yakalıyor. Bir insan ömrü boyunca mutsuz olamaz çünkü. Elbet hayatta mutluluğu yakaladığımız zaman olacak...
slslslskslsll
İnsan yalnız kalınca asla yüzleşemem dediği gerçeklerle yüzleşebiliyormuş. İnsan yalnız olduğunda anlıyor gerçekleri. İnsan yalnız kaldığında anlıyor çünkü kafasını oyalacak kişiler olmuyor. Peki biz gerçeklerle yüzleşebilecek kadar cesaretli miyiz? İşte orasını da yalnızlıktan çıktığımız zaman anlıyoruz.