Geçmişin izlerini zihninin en kuytu köşelerinde saklamak...ne kadar acı!Sesini çıkaramamak...çıkaramadıkça içten içe ezilmek!
Kendimi iyi hissetmiyorum.Yalnızlık benim için kutsanmış bir ceza veyahut lanet.
Kollarımı dizlerine sarıp cenin pozisyonu alıyorum.Düşünüyorum... düşündükçe içimdeki tarifi imkansız acı canımı yakıyor.Fakat umrumda değil.Kendime eziyet etmek ne kadar canımı yaksa da bir o kadar rahatlatıyor.Bu lanet düşüncelerden bir an önce kurtulmam lazım.
Kahvemi yudumlamadan önce yalnızlığımın şerefine kadeh kaldırıyorum bu karanlık geceye. Sonra elimde bir kağıt ve kalem başlıyorum içimi dökmeye bu yalnız,lanet,karanlık geceye...
BU GÖKYÜZÜ YALNIZLARA AİTTİR..
Gecenin üçünde...
Gökyüzünde milyonlarca yıldızla
Yalnız başımayım.
Bir elimde kahvem,bir elimde son sigaram,
Aya selam veriyorum usulca.
Bedenim ayaktayken,
Ruhum teslim ediyor kendini aya.
Tutamıyorum onu,kayıyor ellerinin arasından.
O da gidince daha bir yalnızlaşıyorum.
Etrafta ürkütücü bir karanlık,
Sessizce tekrar "şerefe" diyorum aya,
Yıldızlar arasında saklanıyorum yavaşça,
Yalnızlığımı gidermek için...
Selvi Sönmez
- ordu /unye
- JoinedJuly 15, 2016
Sign up to join the largest storytelling community
or