En çok ne zaman yalan söylersin Marco? Geceleri mi? Söylediğin insanlara pay edercesine geceleri mi, yıldızlara mı, seni dinlemeye aç kalmış aptal yıldızlara mı?
Herkes biraz aptaldır Marco. Senle ben de biraz aptalız. Sen senden aptal olanları daha da aptallaştırmak istiyorsun; onları kölen, bilakis daim sana tabi olacakları koşullar içerisinde, kılmak istiyorsun.
Ben senden aptalım Marco.
Aptal yaptığın ne varsa en azından senden daha az aptal olsun istiyorum. Sen değil, onlar seni yönetsin, beynini yıkasın istiyorum. Sende saf kötülük yok biliyorum, bende saf iyilik yoksa sende de saf kötülük yok. Hiç birimiz tamamen siyah ve beyazdan ibaret değiliz. Lakin seni kötü olmaya iten şeyi oldukça merak ediyorum.
Beni iyiliğe iten şeyin, motivasyonumun asıl gerçeği sensin Marco. Ben bir düşes değilim, soylu değilim, babamın hayrına dağıtabileceğim trilyonları bırak, cebimdeki kuruşlarla yalnız ve yalnız yarınımı düşünebilme yetisine sahibim. Ama senden nefret ediyorum Marco.
Bende olmayan şeylerden dolayı senden nefret ediyorum. Nefret ederken sana hayranlık duyuyorum, hayranlığım sonu hayra yol açmasa dahi, kendimi kinden de hoşlantıdan da uzak tutamıyorum.
Seni severken öldürmeyi düşlüyorum.
Ya sen Marco? Sen bu aptallığın gölünde, kıyıya çıkmanın tek yolu olarak aptallığı yok etmek mi sanıyorsun?
Sen öyle san. Sen sandıkça ben yanılacağım.
Ben yanıldıkça sen sanılacaksın.
Sanıldıkça sanrılarda yanılacağız.
Elbet, elbet bir gün karşılaşacağız Marco.