-

27'05 23'03
            
            merhaba. 
            bir gün gelir ve o sıkışıp kaldığın kuyudan tırnaklarınla kazıyarak dizlerini kanatarak çıkarsın. 
            gün ışığını görüp, umutlar yeşertip içinde öyle çıkarsın. 
            ve bir daha dönmemek üzere kendi doğrunla, kendi çizdiğin yola adım atarsın. 
            yusuf. 
            iyisin. 
            güçlüsün. 
            en önemlisi mutlusun. 
            büyüdün yusuf. 
            öyle sayılar rakamlarla değil. 
            acılarınla büyüdün. 
            şimdi dönüp her bir acına bir çiçek armağan ediyorsun. 
            çünkü artık acılarını sevecek kadar büyüdün. 

11'05 02'02
            
            şu geçen dört beş ayda, dört beş yıl yaşlandın.
            sakalını uzattın.
            saçlarını kestin.
            acımadan birilerini hayatından çıkardın.
            ve birilerini hayatına dahil ettin.
            hayatındakiler hayatının şokunu yaşattı.
            etkisinde olduğun olayların sonuçlarına katlandın.
            çok ağladın.
            çok güldün.
            yalnız kaldın.
            çaresiz kaldın.
            dedim ya, dört beş yıl yaşlandın.
            yusuf,
            kimsesiz kaldın.

11'04 12'11
            
            geçmeyen ağrılarına merhem sürmeye çalışıyorsun.
            dikiş gerektiren yaralarına yara bandı yapıştırıyorsun.
            dokunur mu bir faydası?

agoni - bazı şeyler hiç değişmez

güler duman - umudum var 

Skapova - bi' bak bana