soilderofbooks
Part 1'in devamı: Bu konuda da karakterlerimin hepsini gerçek insan gibi ele alırım. Onlar sadece benim yazdığım klavye arasındaki karakter değillerdir. Kanlı canlı insanlar. Bu şekilde daha gerçekçi bir düşünceye sahip olduğumdan hikaye yazarken de insancıl düşünmeye ve gerçeklikte olması gereken şeyleri eklemeye özen gösteririm. Ve son olarak ne olursa olsun her karakter tipine ve olayına yer vermeliyiz. Mesela atıyorum size göre yanlış bir şey var, bunu yazmazsınız değil mi? Niye yanlış bir şeyin mesajını veriyim ki? düşüncesinin olduğunu düşünüyorum çoğu kişide. Aslınds bu tekniken yanlış. Çünkü eğer her şey sizin düşüncenizde gibi olsaydı, bütün karskterler tek bir düşünce altında olacağından teke düze olurdu bu da karakter derinliğini azaltırdı. Elbette bunu yapmak ilk başta biraz zor, bu konuda da tavsiyem her ne kadar size uymayan düşünceli karakter olsa da bazı durumlarda öyle bir şey olur ki hani doğru olana ulaşır okuyucular. Bir yol gibi, ilk önce kalkış yapıp karakteri bizden farklı yaptık, sonrasında yol boyunca hareketleri oldu ama nereye giderse gitsin aynı yola çıktı. Ama bu yol o karakteri değiştirir mi size kalmış bir şey. Bu şekilde farklı karakterler ve daha derin hikayeler yazabileceğinize umuyorum. Umarım birinci yazımı beğenmişsinizdir. Peki, sizin taktikleriniz ne yanıtlara yazarsanız çok sevinirim :)
soilderofbooks
@ kartanesi_1 Aslında teknik olarak anlatmak isteidklerimi bir başka bakış açısıyla anlstmışsın ve çoğuna katılıyorım. Hatta sayende bazı şeyleri de fark ettim şimdi. Yardımcı olduğun için teşekkür ederimm
•
Reply
kartanesi_1
Bana kalırsa her insan doğduğu anda aynı insandır. Bizi biz yapan şeyler yaşadıklarımız ve bunlar karşısında yaptığımız tercihlerimizdir. Bu tercihler, seçimler doğru veya hatalı olsalar dahi bizi biz yaptıkları gerçeği hala geçerlidir. Benzer şekilde bir kitapta da karakterler; kişilikleri, görünüşleri, yetenekleri olarak değil yaşadıkları olaylar karşısında verdikleri tepkiler, seçimleri, hataları ve doğrularıyla bizi etkiler ve kitabı ‘kitap’ yapar. Bunun en basit örneği, bir insan bir kitap olamaz ancak o insanın hayatı bir kitap olabilir diyebiliriz. Kitaptaki karakterler de bu bakıma aslında hikayeyi anlatmaktaki bir araçtır. İnsanın kişiliğini belli kalıplara sokmak mümkün değil. Bu nedenle de karakterlerin her biri kuşkusuz eşsizdir. Bu bize o kişiye birden fazla anlam ve sembol yükleyebileceğimizi gösterir. Ancak bir karakteri yazarken o karakter olmak ve onun gibi düşünmek şarttır. Çünkü daha önce de bahsettiğimiz gibi bir insanı kendisi yapan kişi seçimleridir. Fakat bir kahramanı oluşturduğumuzda o kahramanın neye nasıl tepki verebileceğini de ancak biz belirleyebiliriz. Bu bakıma karakterleri oluştururken hem geçmişini hemde karşılaşacağı olaylar karşısındaki tepkilerini düşünmeli ve mümkün olabildiğince ‘o’ olmalıyız. Ve ‘o’ olurken karakterin üzerinden okuyucuya ne mesaj vermemiz gerektiğini unutmamalı bu bilinçle karakterlerimizi oluşturup derinleştirmekiyiz. Tabiki bunlar benim fikirlerim, umarım faydalı olabilmişimdir.
•
Reply