Mevsimler gelip geçti yavaşça, hepsinde bambaşka bir öykü, bambaşka bir şiir vardı, okundu hepsi umarsızca. Sonbahardı sana âşık olduğum mevsim, kıştı çok çabalayıp hiçbir şey elde edemediğim, ilkbahardı vazgeçmeye çalıştığım ama yapamadığım ve yazdı içimden seni parça parça söküp attığım. Karlar şahit oldu her şeye, onlar gördü benim aşkıma konu olan seni, onlar da konu oldu şiirlerime tıpkı senin gibi. Sonbahar yaprak dökerken masumca, habersizce; öyküme karakter yaptım seni, yazdım adını hece hece. İlkbaharda açarken çiçekler, konarken arılar çiçeklere, ağlarken serçeler sessizce, ben şarkımı söyledim sana adadığım, damarlarımda yayılan heyecan ve sevgiyle. Güneş bile beklerken senden bir gülümse, sen bana değil, bir başkasına gülümsedin tüm içtenliğinle. Güneşin kavurucu sıcağı içime işledi, bir yangına dönüştü içimde kalan son sevgiyle. Ben kutlarken sarılmanı başka kollara, kalbim utandı kendinden, bir zamanlar seni sevdiğinden. Mevsimler geçmeden, sana olan sevgim henüz bitmemişken, bir romandı benim aşkım ve sen okuyup çöpe attın o kitabı.