sonumolgell

bir şeylerin düzelmesi için çabalamayı bıraktım. artık kabulleniyorum penceremin önünde duran yeşil saksı boş. neden diye sormuyorum ya da bir çiçekle donatmıyorum onu. boş işte. gidene niye diye sormuyorum, kalana da. bir pencere önünde bir gün benim için doğacak güneşi bekliyorum. bugün neden doğmadı diye sorgulamadım. artık her şey olduğu gibi.

sonumolgell

bir şeylerin düzelmesi için çabalamayı bıraktım. artık kabulleniyorum penceremin önünde duran yeşil saksı boş. neden diye sormuyorum ya da bir çiçekle donatmıyorum onu. boş işte. gidene niye diye sormuyorum, kalana da. bir pencere önünde bir gün benim için doğacak güneşi bekliyorum. bugün neden doğmadı diye sorgulamadım. artık her şey olduğu gibi.

sonumolgell

içimdeki bu acıyı nasıl dindiririm bilmiyorum. kalbimdeki bu sızıyı nasıl hafifletir, ruhumun paramparça oluşunu nasıl toparlarım bilmiyorum. aynada yüzüme bakıyorum. o kadar renksiz ki, solmuşum. içimdeki bu solmuşluk yüzüme yansımış sanki. ellerim yara bere içinde. kalbimdeki yaralar ellerimde yeniden belirmiş sanki. günler geçiyor ve ben direniyorum. fakat başaramıyorum. kendimden çok umutsuzum. tek gördüğüm aynadaki yorgun gözlerim. morarmış. kimi sabah şişmiş olan gözlerim. geçmişime kırgınım. geleceğime de her yeni günde daha fazla tükendiğim için kırgınım.