ama en sonunda gün biter, herkes gider, tüm maskeler çıkar ve insan kendisiyle kalır. görmezden geldiğimiz, bastırdığımız her duygumuz gibi mutsuzluk da ilk fırsatta ortaya çıkar. hem de eskisinden çok daha ağır. yapılan tüm listeler, tüm çabalar anlamsız kalır böylece. bugün bana öğretti ki mutsuzluk bir zayıflıkmış gibi söylense de bize aslında gücümüzün başlayacağı yer. evet, hayat baş etmesi kolay bişey değil. evet, insanlar zor. evet, pek çok zaafımız var. evet, beklentiler, türlü yarışlar ve en sonunda gelen mutsuzluk evet. ama bu bir zayıflık değil. mutsuzluğu yok saymak, bastırmak ise bir çözüm değil. tüm çabalarıma, bugünün tüm keyifli anlarına rağmen o hep içimde bir yerdeydi ve umursanmayan bir çocuk gibi karardı git gide içimde. anladım ki, o da benim parçam ve ondan rahatsız olmak, yok etmeye çalışmak kendime haksızlık. bu nedenle şimdi mutsuzluğumu alıyorum ve ondan utanmadan, rahatsız olmadan sadece kabul ediyorum. artık onu bastırmaya değil anlamaya çalışacağım. çünkü ben ona şefkatle yaklaşırsam bana öğreteceği çok şey var biliyorum.