İçimde ki o ölmüş küçük kıza sesleniyorum,biz bittik, seni de kaybettiğim gibi kendimi de kaybettim.Hani küçükken,yalnız kalmak isterdik ya,hayalimiz bir odada tek oturmaktı ya,o hayal hiç güzel bir hayal değilmiş ki...
Acı verecekmiş o hayal bize,hayat neden böyle derim bazen,niye böyle hayat?
Bu mu bize biçilen hayat?
Bu mu bize biçilen mutluluk?
Hani birde sevilmekti ya hayalimiz,yine imkansız bir şeyi hayal etmişiz.
Dışarıda oynamayı hayal ederdik, dışarıda oynayan insanlara bakardık pencereden onları izlemek mutluluk verirdi bize.Sonra bizde kendimiz oynardık,ama o kadar mutlu olmazdık.
Biz hayatta iki kere bittik, özür dilerim yaşatamadım seni içimde,ben o küçük kızı içimde tutamadım.
Bak şimdi de gülüyorum,konuşuyorum dinleyen var mı?
Yok...
Eğer bir gün geri dönersen bana sarılır mısın?
Kimse sarılmıyor bana, biliyorsun severim ben sarılmayı,ama kimse sarılmıyor bana.
Yoksa onu da mı hak etmiyorum?
Ben küçüklüğümü yaşatmak istiyorum ama sende terk ettin beni,bu kadar kötü biriyim yoksa? Sende mi nefret ettin benden,herkes gibi...
Biliyor musun ben ilk defa bir kere birinin omzunda ağladım, ömrüm boyunca ilk kez birinin omzunda ağladım sadece iki dakika sürdü,çok güzel bir hismiş...
Ben günden güne büyüyorum,ama sen büyümüyorsun, özür dilerim seni içimde öldürdüğüm için...
Seni seviyorum küçük kız...