srdr_bdr

Çabuk olalım aşkım herşeyi paylaşalım...

srdr_bdr

Seziyorum ki kaçacaksın..
          Yalvaramam koşamam
          Ama sesini bırak bende
          Biliyorum ki kopacaksın
          Tutamam saçlarından
          Ama kokunu bırak bende
          Anlıyorum ki ayrılacaksın
          Çok yıkkınım yıkılamam
          Ama rengini bırak bende
          Duyumsuyorum ki yiteceksin
          En büyük acım olacak
          Ama ısını bırak bende
          Ayrımsıyorum ki unutacaksın
          Acı kurşun bir okyanus
          Ama tadını bırak bende
          Nasıl olsa gideceksin
          Hakkım yok durdurmaya
          Ama kendini bırak bende.

srdr_bdr

Güneş altında söylenmedik söz yokmuş..
          Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi..
          Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz..
          Bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde..
          Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...
          Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde....
          Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor...
          Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim ...
          Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde .....

srdr_bdr

Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben
          Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben
          Perde ardında sen ben dedikodusu var amma...
          Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben
          
          
          Ey dünyanın işinden haberi olmayan sen yoksun
          Dünya esen yel üstüne kuruldu..
          Varlığımız iki yokluk arasındadır
          Çevrendekilerde hiçdir sen de bir hiçsin
          
          
          Medresede söz vardır tekkede de hal
          Fakat bu aşk sözden de dışarıdır halden de
          İster şeriat müftüsü ol ister şehir vaizi
          Aşk mahkemesine gelindi mi dilsiz kesilir
          
          Bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak
          Yarını düşünmen beyhude bir heves
          Bir çok kişiden arda kalanlar
          Sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin

srdr_bdr

‘Elimden gelse hiç konuşmazdım’ der Konfüçyüs. 'İyi ama o zaman nasıl anlatacağız insanlara?’ diye endişe eder öğrencileri. 'Göğün kendisi konuşuyor mu ?’ diye devam eder Üstat. 'Ama dört mevsim pekala birbirini izliyor ve bütün varolanlar çoğalıyor.’ Göğün ve aşkın konuşmaya ihtiyacı yok. Halden bilene ihtiyacı var. Hali okuyabilene. Halden anlayabilene.
          
          Oysa günümüz aşkları nasıl da bağırgan: 'Beni sev! beni sev!’ 
          
          Gerçek aşk sevilme ihtiyacının üstündedir, talep etmemeyi de bilmektir. Aşkın hakikati, aşığın susuşundadır, çektiği çilede, düştüğü çöldedir. Gönle düşen dile düştüğünde, bazen yere düşer. 
          
          'Sevdiğimi söylemez isem, sevmek derdi beni boğar’ diyen Yunus'a ne demeli o halde? Söylemek hep kelimelerle olmaz ya sevgili dost, hal de söyler. Gönülde olanı yere düşürme. Sessizce sev. Usulca. Kainatı telaşa vermeden.
          
          Melekleri ürkütmeden sev.
          
          Kemal Sayar

bestwhite19

@ csm_ont  ne güzel bir yazı....:) 
Reply