sscorpion_n

Sevda Kuşları 9. Bölümden yazara göre en taşşş(şaklı) sahne;
          	------------------------
          	
          	Sonra birgün yine oturdum o banka. Kafamda türlü düşünceler, asla susmuyorlar. Seslerini bastırmak için kulaklıklarımı takmışım, müzik dinliyorum.
          	
          	Hava hafif rüzgârlı, iki saat uykuyla ayakta duran bedenime ve yorgun ruhuma vuruyor rüzgâr.
          	
          	Bıkmışım, koca dünyada duyan gören yok. Kaybolmuşum, bulmak isteyen yok.
          	
          	Sonra biri oturuyor yanıma.
          	
          	Dinlediğim müziğe ortak oluyor.
          	
          	O kadar çok tanıyorki beni, kaybolmuşluğumu unutuyorum.
          	
          	O kadar çok umursuyorki beni, kimsenin umursamadığını unutuyorum.
          	
          	O kadar çok anlıyorki beni, kimsenin anlamadığı şu dünyayı unutuyorum.
          	
          	Söyleyin şimdi, o kaybolmuş, ne istediğini bile bilmeyen korkak çocuk ilk defa kendine uzanan bir el gördüğünde tutmak istemez miydi?
          	
          	Düşmene izin vermem dedi.
          	
          	Konuşmak istediğinde hep sesi bastırılan çocuk onun yerine isteğini dile getiren birini hep yanında istemez miydi?
          	
          	Konuşamadığın yerde sesin olurum dedi.
          	
          	Gülümsedim. Hiç olmadığım kadar mutlu bir şekilde gülümsedim.
          	
          	Aylarca beni bu kargaşanın içinde iyi hissettirmeyi başarmıştı. Nasıl yaptığını bilmiyorum.
          	
          	Yatakta yana doğru döndüğümde yastığımı başımın altına aldım. Hayır. Bugün onun dizine yattığımda hissettiğim rahatlığı vermiyordu.
          	
          	Onunla mutlu oldum, rahatladım, güvende hissettim, dinlendim. Aylarca yapamadığım her şeyi yapabildim.
          	
          	~"Hiç gitmeyeceğim Enes Batur."
          	
          	Söz verdi.
          	
          	Gitmemesi için her şeyi yapabilirdim.
          	
          	...
          	

sscorpion_n

Sevda Kuşları 9. Bölümden yazara göre en taşşş(şaklı) sahne;
          ------------------------
          
          Sonra birgün yine oturdum o banka. Kafamda türlü düşünceler, asla susmuyorlar. Seslerini bastırmak için kulaklıklarımı takmışım, müzik dinliyorum.
          
          Hava hafif rüzgârlı, iki saat uykuyla ayakta duran bedenime ve yorgun ruhuma vuruyor rüzgâr.
          
          Bıkmışım, koca dünyada duyan gören yok. Kaybolmuşum, bulmak isteyen yok.
          
          Sonra biri oturuyor yanıma.
          
          Dinlediğim müziğe ortak oluyor.
          
          O kadar çok tanıyorki beni, kaybolmuşluğumu unutuyorum.
          
          O kadar çok umursuyorki beni, kimsenin umursamadığını unutuyorum.
          
          O kadar çok anlıyorki beni, kimsenin anlamadığı şu dünyayı unutuyorum.
          
          Söyleyin şimdi, o kaybolmuş, ne istediğini bile bilmeyen korkak çocuk ilk defa kendine uzanan bir el gördüğünde tutmak istemez miydi?
          
          Düşmene izin vermem dedi.
          
          Konuşmak istediğinde hep sesi bastırılan çocuk onun yerine isteğini dile getiren birini hep yanında istemez miydi?
          
          Konuşamadığın yerde sesin olurum dedi.
          
          Gülümsedim. Hiç olmadığım kadar mutlu bir şekilde gülümsedim.
          
          Aylarca beni bu kargaşanın içinde iyi hissettirmeyi başarmıştı. Nasıl yaptığını bilmiyorum.
          
          Yatakta yana doğru döndüğümde yastığımı başımın altına aldım. Hayır. Bugün onun dizine yattığımda hissettiğim rahatlığı vermiyordu.
          
          Onunla mutlu oldum, rahatladım, güvende hissettim, dinlendim. Aylarca yapamadığım her şeyi yapabildim.
          
          ~"Hiç gitmeyeceğim Enes Batur."
          
          Söz verdi.
          
          Gitmemesi için her şeyi yapabilirdim.
          
          ...
          

sscorpion_n

Sevda Kuşları 8. Bölümden yazara göre en taşşş(şaklı) sahne;
          --------------------
          
          Yüzümdeki gülümsemeyle koltukta yatan bedene bakarken dizlerimin üstüne çöktüm. Şimdi çok daha yakındım yüzüne.
          
          "Yalandan yaptığımız aşk hikayesinde bile istemiyorsun beni lan."
          
          Ufak bir gülüş bıraktım.
          
          Elim yavaşça havalanarak yanağına uzandığında içimde en beklemediğim duygu oluşmuştu. Öfke.
          
          "Bütün gün söylediğim ve götünle güldüğün o sözler varya. Gerçek hislerimdi."
          
          Aynı anda alaylı ve sinirli çıkan sesimle elimi yanağında gezdirdim. Hiçbir suçu olmamasına rağmen tüm suç ondaymış gibi sinirliydim ona.
          
          Gerçi bütün duyguları öylesine iç içe yaşıyordumki, bu şey sinir miydi çözemiyordum.
          
          "Gerçi hiçbir suçun yok diyemem. Benim düşünmekten beynim sikilirken mışıl mışıl uyuyacak kadar için rahat mesela."
          
          Başparmağım gözaltını okşarken bu sefer istediğim kadar rahat bakabiliyordum yüzüne. Ne tavrımı ne bakışlarımı gizliyordum.
          
          "Efe.."
          
          İsmini fısıldadıktan sonra birazdan diyeceğim şeyler için yutkundum. O duymayacaktı ama ben kendime bunu sesli bir şekilde itiraf etmiş olacaktım.
          
          "Seni sev.."
          
          Duymadığını bilsemde yüzünde gezinen elim titredi. Sustum aniden. Derin bir nefes verdim. Sinirle gözlerimi kapattım.
          
          Sinirim kendimeydi.
          
          (Ahali bir yerde bölüm sayısını yanlış yazdığım için hatalı olmuş, normalde tanıtım bölümünü saymıyorum bir yerde onu yanlış almışım. Herneyse asıl 8. Bölüm Kelepçe bölümü, bundan sonra düzgün akar zaten dikkat ederim.)

sscorpion_n

Sevda Kuşları 8. Bölümden yazara göre en taşşş(şaklı) sahne;
          --------------------------
          
          "Arkadaşınım ben artık senin Enes. Her şeyi paylaşabilirsin benimle, her sıkıntını, mutluluğunu, korkunu. Tamam mı?"
          
          Göz kırptıktan sonra elini çekerek vanilyalı dondurmasından bir parça ısırdı. Ardından yürümeye başladı.
          
          "Senin konuşamadığın yerde sesin olacağım. Üzüldüğün yerde mutluluğun olacağım. Sözüm olsun."
          
          Arkasında durmuş öylece ona bakarken kalbim hızlı atışlarıyla çırpınıyordu. Adımlarımı hızlandırıp ona yetiştim. Kolundan tutarak durdurdum onu heyecanla.
          
          "Hiç gitmeyecek misin?"
          
          Hiç gitmeyecek gibi bakıyordu..
          
          Başını bana doğru eğerek fısıldadı.
          
          "Hiç gitmeyeceğim Enes Batur."
          
          Günlerdir içime oturan huzursuzluk kanatlanıp uçmuş gibi bir hafiflik hissettim içimde. Bomboş bir mutluluk..
          
          ..
          
          Bir ağacın altına geldiğimizde önce omzundaki çantayı bırakmış sonra sırtını ağaca yaslayarak oturmuştu.
          
          Gözlerine baktım.
          
          Huzur, mutluluk, sessizlik..
          
          Ela gözleri..
          
          Mayışmış hissediyordum.
          
          Ayakta dikildiğim için bana bakmayı sürdüren Yusuf'un dizinin yanına doğru oturdum. Ne yaptığımı anlamamış gibiydi.
          
          Yere uzanarak başımı onun dizine yasladığımda günlerce burada uyuyabilir gibi hissettim. Hemen gözlerim kapanmıştı.
          
          Nolur sorgulama yaptığımı.
          
          Çimenlerin kokusu ve Yusuf'un kokusu birbirine karışırken uykuya bıraktım kendimi. Tam dalmak üzereyken üzerimde bir sıcaklık hissetmiştim.
          
          Gözlerimi yarı açarak baktığımda üzerimde Yusuf'un ceketini görmemle gülümsedim.
          
          Esneyerek iyice olduğum yere yerleştiğimde son hatırladığım uykulu mırıldanışımdı.
          
          "Yusuf.. İyiki geldin.."
          

sscorpion_n

@ sscorpion_n  7. Bölüm**
Reply

Numcatt

@ sscorpion_n  Okuyun şu kitabı lan ne kaybettiginizden haberiniz yoookk
Reply

sscorpion_n

Sevda Kuşları 7. Bölümden yazara göre en taşşş(şaklı) sahne;
          ------------
          
          "Koşamadım işte yarışmanın yarısında yapıştım yere. Diğer çocukta napacak hâlime güldü sonra koşarak geçti hemen beni. Fazla mı saftım bilmiyorum ama beni kaldırmasını beklemiştim.."
          
          Anlattığı şeyi farketmeden canlandırdığı için bir şekilde yere oturmuştu Enes.
          
          Yusuf sigarasını söndürürken oturduğu banktan kalkıp onun yanına geldi. Enes başını kaldırıp karşısında duran iri bedene baktı.
          
          Hemen ardından kendine uzanan el ile bakışlarını Yusuf'un ela gözlerine çevirdi.
          
          Gözlerindeki kendinden emin ifade onu her baktığında rahatlatıyordu. Enes bunu farkettiği andan beri Yusuf'a karşı bir sıcaklık beslemeye başlamıştı.
          
          Sürekli bu huyu yüzünden canı yansada kendini güvende hissettiren insanlara yakınlık duyuyordu. Çabuk güveniyordu.
          
          Şuan Yusuf'a ne denli hızlı bağlandığını düşünürse muhtemelen yine pişmanlık hissedecekti. O yüzden düşünmekten kaçıyordu.
          
          "Bundan sonra düştüğünde hep seni kaldıracak birisi olacak. Söz veriyorum."
          
          İnatmış gibi Yusuf her hareketinde hatta her lafında ona karşı daha korumacı yaklaşıyordu.
          
          Enes elini uzatıp Yusuf'un eline yerleştirdi. Yusuf onu kaldırırken her gün daha fazla yakın olduklarını hissetmenin tadını çıkarıyordu.
          
          ...
          

sscorpion_n

@ sscorpion_n  6. Bölüm**
Reply

sscorpion_n

@ ElifCmr7  Yavrum kopyala yapıştır yapıyorum niye tekrar yazayım hahskahdjs
Reply

ElifCmr7

@ sscorpion_n   oğlum hiç üşenmiyormusun tekrar yazarken 
Reply

sscorpion_n

Sevda Kuşları 5. Bölümden yazara göre en taşşş(şaklı) sahne;
          --------------------
          
          Şarkı bitene kadar sözleşmiş gibi sessizliğimizi korumuştuk. Ona baktığımın farkında mıydı bilmiyorum ama sadece denizi seyrediyordu.
          
          "Sık gelir misin buraya?"
          
          Kulaklığı çıkarıp ona uzatırken sormuştum.
          
          "Okul çıkışları kafa dağıtma ihtiyacı duyarsam.."
          
          Kulaklığı dolayıp çantasına attığında arkasına yaslandı iyice. Biraz daha rahat gözüküyordu.
          
          "Sınav hazırlığı yoruyordur."
          
          Aniden bana baktı yine.
          
          Anla artık, senin hayatını senden daha iyi biliyorum.
          
          "Nerden biliyorsun bunu?"
          
          Aylarca senin hakkında ne var ne yok öğrendim, seni ilk tanıdığım andan beri kafamda senden başka bir şey dönmüyor.
          
          Bütün bunları diyemeceğime göre..
          
          "Youtube Türkiye'nin en hızlı yükselen fenomenisin. Hakkında böyle ufak tefek bilgilerin bilinmesi normal."
          
          Basit bir şeyden bahseder gibi konuştuğumda yine çabucak ikna olmuştu. Başını salladı.
          
          "Doğru.."
          
          Ona dönük oturmayı bırakıp sırtımı banka verdiğimde kolumu onun arkasına doğru, ona değmeyecek şekilde banka yasladım.
          
          En ufak hareketimi inceliyordu.
          
          "Peki senin gibi binlerce takipçisi olan biri neden hâlâ bu ders işlerinin içinde?"
          
          Babası istediği için.
          
          "Aslında babam sınavı kazanmamı istiyor."
          
          Hafifçe gülümsedim.

Numcatt

@ sscorpion_n  Nereye gidecek bu işin sonu acaba
Reply

sscorpion_n

Sevda Kuşları 4. Bölümden yazara göre en taşşş(şaklı) sahne;
          -------------------
          
          Omzumda Berkcan'ın elini hissettiğimde ben bilgisayara bakarken kafamın yanına eğilmişti.
          
          "Senin olsun istiyorsun."
          
          Fısıltısıyla kalakaldım. Bedenimin her bir tarafı alev alevdi. Beslediğim duyguları bu kadar net duymak garip bir tatminlik hissi oluşturdu içimde.
          
          "Vesvese mi veriyorsun amınakoduğumun şeytanı?!"
          
          Omzumdaki elini ittikten sonra çıplak vücudunu da ayağımla ittirdim. Arkasındaki yatağa düşer gibi otururken piç gibi sırıtıyordu.
          
          "Senin gibi zorba bir oruspu çocuğunun hissedeceği sevgi anca bu şekilde olur. Seviyorsun ama ne istediğini kabul etmen gerekiyor."
          
          Daha fazla bir şey demeden cebinden telefonunu çıkarıp onunla uğraşmaya başladı. Ona bakmayı bırakıp önüme döndüm. Kalbim çarpıyordu. Çok ağır bir istekle yanıp tutuşuyordu.
          
          Yavaşça bakışlarımı bilgisayardaki yüze kenetledim tekrar. Bakışlarım dakikalarca durdurulmuş görüntüsünde gezinirken kendimi masaya doğru çektim.
          
          Kollarımı masaya yaslarken gözlerimle aynı tonda olan ela gözlerinde durdurdum bakışlarımı.
          
          'Senin olsun istiyorsun..'
          
          Duygularım ve düşüncelerim bu hisse itaat etmeye başladı.
          
          Benim olsun istiyorum.
          

sscorpion_n

Sevda Kuşları 3. Bölümden yazara göre en taşşş(şaklı) sahne;
          -----------------
          
          Ona yaklaşıp birkez daha şapkaya uzandığımda şapkayı havaya kaldırmıştı. Gözlerine bakmak isterken yüzüne çok yakın olduğumu farkettim.
          
          "Efe.."
          
          Yüzüme meydan okur gibi ama kendine has sakinliği yerinde bir bakış attı.
          
          "Söyle."
          
          "Ver şunu."
          
          Elimin birini omzuna koyarak havadaki eline uzandığımda çok ufak bir fark yüzünden yetişemiyordum şapkama.
          
          "Düşürmüşsün."
          
          Yüzü hemen kafamın yanında olduğu için konuşmasıyla irkilerek geri çekilmiştim.
          
          Salak gibi davrandığımda bunu kullanmayı iyi biliyordu.
          
          Anlamadığım şey, neden az önce yaptığı gibi beni sikine sallamayıp şapkayı vermiyordu?
          
          Kafama fırlatıp gitse yadırgamazdım ama böyle yaptığında..
          
          Geriye attığım adım yüzünden aramızda oluşan mesafeyi bana yaklaşarak kapattı.
          
          Elindeki şapkayı yavaşça kafama geçirdiğinde şapkanın altında kalan bakışlarım çenesini görüyordu.
          
          Hafifçe eğilip şapkanın altındaki gözlerimle gözlerini aynı hizaya getirdi.

sscorpion_n

@ Numcatt  Canımsın❤
Reply

Numcatt

@ sscorpion_n  Çok güzeldi emeğine sağlık ❤
Reply