ssiktirlan

Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri
          	Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri
          	Bakmayın tozduğuma meşhur Bâbıâlide
          	Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide.
          	Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası
          	Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?
          	Evet, kafam çatlıyor, gûya ulvî hastalık;
          	Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık.
          	Büyük meydana düştüm, uçtu fildişi kulem;
          	Milyonlarca ayağın altında kaldı kellem.
          	Üstün çile, dev gibi gelip çattı birden! Tos
          	Sen, cüce sanatkârlık, sana büsbütün paydos!
          	Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;
          	Ve cemiyet, cemiyet, yok eden güruhiyle...
          	Çok var ki, bu hınç bende fikirdir, fikirse hınç
          	Genç adam, al silâhı; iman tılsımlı kılınç
          	İşte bütün meselem, her meselenin başı,
          	Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı
          	Tırnağı, en yırtıcı hayvanın pençesinden,
          	Daha keskin eliyle, başını ensesinden,
          	Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına;
          	Yerleştirse başını, iki diz kapağına;
          	Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi?
          	Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi?
          	Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen,
          	İçimde homurtular, inanma diye gülen...

ssiktirlan

bilenle evlenirim bile amk
Reply

ssiktirlan

-Necip Fazıl Kısakürek 
Reply

ssiktirlan

İnanmıyorum, bana öğretilen tarihe!
          	  Sebep ne, mezardansa bu hayatı tercihe?
          	  Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem
          	  Üst kat: Elinde tesbih, ağlıyor babaannem,
          	  Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve âşıkları,
          	  Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları.
          	  Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;
          	  Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim
          	  Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş
          	  Kökü iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş...
          	  Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım!
          	  Mukaddes emanetin dönmez dâvacısıyım!
          	  Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;
          	  Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.
          	  Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde?
          	  Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde
          	  Yeter senden çektiğim, ey tersi dönmüş ahmak
          	  Bir saman kağıdından, bütün iş kopya almak;
          	  Ve sonra kelimeler; kutlu, mutlu, ulusal.
          	  Mavalları bastırdı devrim isimli masal.
          	  Yeni çirkine mahkûm, eskisi güzellerin;
          	  Allah kuluna hâkim, kulları heykellerin!
          	  Buluştururlar bizi, elbet bir gün hesapta;
          	  Lafını çok dinledik, şimdi iş inkılâpta!
          	  Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!
          	  Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez yeni
          	  Karayel, bir kıvılcım; simsiyah oldu ocak
          	  Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak
Reply

ssiktirlan

Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri
          Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri
          Bakmayın tozduğuma meşhur Bâbıâlide
          Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide.
          Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası
          Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?
          Evet, kafam çatlıyor, gûya ulvî hastalık;
          Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık.
          Büyük meydana düştüm, uçtu fildişi kulem;
          Milyonlarca ayağın altında kaldı kellem.
          Üstün çile, dev gibi gelip çattı birden! Tos
          Sen, cüce sanatkârlık, sana büsbütün paydos!
          Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;
          Ve cemiyet, cemiyet, yok eden güruhiyle...
          Çok var ki, bu hınç bende fikirdir, fikirse hınç
          Genç adam, al silâhı; iman tılsımlı kılınç
          İşte bütün meselem, her meselenin başı,
          Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı
          Tırnağı, en yırtıcı hayvanın pençesinden,
          Daha keskin eliyle, başını ensesinden,
          Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına;
          Yerleştirse başını, iki diz kapağına;
          Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi?
          Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi?
          Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen,
          İçimde homurtular, inanma diye gülen...

ssiktirlan

bilenle evlenirim bile amk
Reply

ssiktirlan

-Necip Fazıl Kısakürek 
Reply

ssiktirlan

İnanmıyorum, bana öğretilen tarihe!
            Sebep ne, mezardansa bu hayatı tercihe?
            Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem
            Üst kat: Elinde tesbih, ağlıyor babaannem,
            Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve âşıkları,
            Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları.
            Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;
            Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim
            Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş
            Kökü iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş...
            Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım!
            Mukaddes emanetin dönmez dâvacısıyım!
            Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;
            Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.
            Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde?
            Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde
            Yeter senden çektiğim, ey tersi dönmüş ahmak
            Bir saman kağıdından, bütün iş kopya almak;
            Ve sonra kelimeler; kutlu, mutlu, ulusal.
            Mavalları bastırdı devrim isimli masal.
            Yeni çirkine mahkûm, eskisi güzellerin;
            Allah kuluna hâkim, kulları heykellerin!
            Buluştururlar bizi, elbet bir gün hesapta;
            Lafını çok dinledik, şimdi iş inkılâpta!
            Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!
            Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez yeni
            Karayel, bir kıvılcım; simsiyah oldu ocak
            Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak
Reply