suclucanim
╱|、 (˚ˎ 。7 |、˜〵 じしˍ,)ノ
@suclucanim
0
Works
0
Reading Lists
2
Followers
╱|、 (˚ˎ 。7 |、˜〵 じしˍ,)ノ
yıllarca aradığım şeyin aşk olduğunu düşünürdüm. zamanında ilk kez benden 5 yaş büyük ve kumral olan o oğlanla başlamıştım bu arayışa. bana o aşkı vermesi için daha küçücük olsam bile çok uğraşmıştım. daha bir anne tanımazken, kendime.söz vermiştim uzakta da olsam ona anne sevgisi vereceğim diye. fazla iddialıydım, çok üzülüyordu ve iyileştirmek istemiştim sadece. yapabildim mi bilmiyorum, ama benden "kim olduğunu bile hatırlamıyorum" diye bahsetmesi bu sonucu çürütür sanıyorum. sonra bir kız tanıdım, bana göre fazla yanlış olan hisleri de beraberinde getirmişti. yanında kalbimin atışı beni şaşkına uğratırdı her seferinde. fakat fazla yara aldığımı söyleyemem. ne o beni, ne ben onu iyileştirmeye çabalamıştık. fazla çocuksu bir çekimdi aramızdaki, bir anda hiçbir şey demeden yüzüstü kalmam da bunu doğrulamıştı. durmadım, daha anlamını bile bilmediğim ve öğrenmemem gereken yaşta olsam bile asla durmadım. rüzgar girdi hayatıma. girmeyişimi yeğlerdim fakat beni büyüttüğü için de minnettarım ona. hayatımı karartmış, belki de şuan kendime olan nefretimi aşılamıştı bana. fakat doğru olan buydu. kendime kızıyorum sadece. ne gerek vardı okul çıkışlarında onu görmek için yarım saat kıpır kıpır etrafta dolaşmaya? ne gerek vardı her gün belki konuşabiliriz diye peşinde belli etmemeye çalışmak için kırk takla atarak koşturmaya? gerek yoktu fakat kalbimin kıpır kıpır atışının sebebinin aslında sadece macera arayışı olduğunu bilmeme yardımcı olacaktı.
kalbimin suçlu yanını es geçmem gerekiyor. yıkımları ona bıraktıktan sonra yine de kalbimin kiniyle gidip, dönüp sonra tekrar gitmeye ve onu da yormaya hakkım yoktu belki ama güvensizliğim elime hiçbir şey bırakmıyordu ki. fakat haklıydım şüphelerimde çünkü beni mahvedecek birinden bir ay zararla kurtulmamı sağladı. pek sağlıksızdık ikimiz de, sorunlarımız vardı ve birbirimize yansıtırdık. taptığı kadın yorulduğu için çekildiğinde, arkasından atıp tutacak kadar ahmaktı ama. şanslı sayıyorum kendimi, ilerlemeden gitmeyi seçtiğimden. biliyorum işte kendimi, bunca yolun kalbimde bıraktığı izleri. güvensizlik, nefret, sevgi var her bir zerremde. yapmamalıydım diyerek kafamı duvarlara vurmak geliyor içimden. yine de iyi ki acımış diyorum, iyi ki suçluymuş canım. aradığım ne aşk, ne de diğerleri. şefkatti benim kalbimin dengi. benim aşka ihtiyacım yok ki, bir gram merhamet lazım yüreğime. hor kullanılmaktan harabeden farksız olmuş ruhuma sıcak bir öpücük, yorgunluktan mahvolmuş bedenime nazik bir sarılma. yıllardır beklediğim her şey, kelimesi kelimesine gülüşü güzel o kadında. bu yüzden iyi ki bunca zamandır çekiyormuşum bu kahrı. onun kalbine sahip olacağımı bilsem hiç düşünmeden ateşe bile atlardım. birkaç kişinin değersiz görüp kenara attığı kalbimi o bulup sevdi çünkü, kimsenin göstermediği ilgiyi ve merhameti tek bir kelimesinde serdi önüme. ne kadar olsa az ama minnettarım bu yüzden gönülçelenime.
gözlerinden alevler dökülüyordu neredeyse. öylesine kızgın bakıyordu ki; karşısında kendimi canına kıymaya çalışmışım ya da iğretici bir kirmişim gibi hissediyordum. aslında sadece on yaşında daha ne olduğunu bilmeyen, küçücük fakat küçük olmak için zaman bile tanınmamış bir kız çocuğuydum. bir şeyler söylüyordu. söylemekten daha çok gür, uykularımı kaçıracak derecede yüksek bir sesle küfürler ediyordu. arkamdaki duvara sanki canlı bir varlıkmış ve beni koruyormuş gibi kendimi itişim, sıkmaktan kanayan avuç içlerimle daha o bana dokunmadan kalbimdeki korkuyla mahvediyordum kendimi. anlamını bilmediğim fakat edindiğim tecrübelerle azıcık fikrimin olduğu kelimeleri yüzüme vurarak küçük düşürücü ithamlarıyla gözlerimden akan yaşlarım çoğalması için destekliyordu. sadece bununla kalsaydı kendimi şanslı sayardım o gece. bana bir kere bile göstermedikleri o gerçek sevgiyi arıyordum rastgele çocukların kalbinde. kimi zaman yaşıtlarımın çocuksu hislerinde, kimi zaman ise benden büyük adamların kirli zihinlerinde. bu yaptığım yanlıştı fakat benim çevremde doğru olan tek bir şey bile yokken, kendi çizdiğim yolda bunu uygun görmüştüm. bunun kalbimde kalmış son saf küçüklüğü elimden alacağını bilemeden.
görmüştü beni, öğrenmişti aradığım sevgiyi. bu ona göre sevgi değil şehvetti, on yaşındaki bir çocuğu ismini bile bilmediği o duyguyla suçluyordu. konuşmak yerine kaldırdığı elleriyle saçlarımı çekip, odanın içerisinde oradan oraya savuruyordu. başık duvarlara, yatağıma, rastgele bir çekmeceye çarparken yalvarıyordum beni bırakmasını. bırakmadı, evin içerisinde beni sürükleyerek vücudumu uyuşturdu, artık o kadar canım acımıştı ki bedenimin çarptığı yerler ilk zamanki gibi acımıyordu. sızlanmayı kestiğimi işittiğinde durmuş ve elleriyle sıra sıra yüzüme, kollarıma ve vücudumun rastgele herhangi bir yerine vurmaya başladı. elleri çok sertti, kulaklarıma çalınan sesi de çok sertti. o kadar korkuyordum ki ağlayamıyordum bile, sanki annemim değil düşmanımın elindeydim. babam bile bananbu kadar sert vurmamıştı. işi bittiğinde, içi soğuduğunda beni koridorda bırakıp odasına geçmişti. o kadar canım acımış, duyduklarımdan dolayı o kadar kalbim kırılmıştı ki; ne yerimden kalkabilmiş, ne de bıraktığı şekilde düzelebilmiştim. o gece, ben ölmüştüm. fakat onlar beni görmek yerine yanımdan geçip gidip acıma belirtisi bile göstermemişlerdi küçüklüğüme.
Üsküdar'a gider iken bir mendil buldum, Mendilin içine lokum kondurdum. Kâtibimi arar iken yanımda buldum. Kâtip benim ben kâtibin, el ne karışır? Kâtibime kokulu da gömlek ne güzel yaraşır.
1.23
kolum kanadım kırık, bildiğim duvarlara sıkışmış derbeder bir haldeyim. kurtar beni. kısık, güçsüz ama aynı zamanda hâlâ umutla aldığım nefeslerimi kalbinin en derinlerinde hisset. endişeyle bakan gözlerimin sönmüş parıltısının kirliliğiyle ve arkasında saklanan yanıp kül olmuş eskilerimle yüzleş. göreceğin, işiteceğin şeyler beni utandırır. belki de iğrenirim kendimden. fakat sar beni lotus, utancımı ört dudaklarınla. kırık kanatlarımla bizi uzak diyarlara gizleyemesem de, ellerimi sararım gözlerinin çevresine. sen ise dizlerime yaslan ki teninin güven verici hissi bir sarmaşık gibi sarsın kalbimi. o zaman fısıldayacağım sana, teselli bekleyen benim belki fakat dudaklarını aralayıp çaba sarf etmene gerek yok. dudaklarımdan döktüğüm her bir kelimenin ardından gelecek tını daha yüksek, zehirlenen canıma ise anlattığım her bir şey panzehir. o zaman başlarım kanatlarımı çırpmaya, kollarımla sararım nazikçe bir neşeyle bedenini. kuş gibi hafifleyip süzülmeye başlarım gökte. karanlığın arasından çıkmaya gayret ederim daha güçlü bir şekilde.
buradayken guvendeyim
Both you and this user will be prevented from:
Note:
You will still be able to view each other's stories.
Select Reason:
Duration: 2 days
Reason: