Zaman ne kadar da hızla akıp gidiyor, değil mi? Belirli bir yaşa geldikten sonra vakit adeta birkaç kat daha hızlı geçmeye başlıyor. Bir kenarda durmuş geçen günleri sayarken, bir bakıyoruz ki koca seneyi devirmişiz. Oysaki çocukken hiçbüyümeyeceğimizi düşünürdük. Sonra üzülür, yılların bir an önce geçmesini isterdik. Çünkü büyümenin istediğimiz her şeyi yapabilmekolduğuna inanırdık. Ama o zamanlar değil yıllar, günler hatta saatler bile geçmek bilmezdi. Bir haftayı sanki bir aymış gibi yaşar, beklediğimiz yıl sonu tatilini daha asırlarca beklemek zorundaymışız gibi hissederdik. Ailemizdeki ya da mahallemizdeki büyüklere bakar, ne zaman onlar gibi "hür" olabileceğimizi düşünürdük.

Evet, hemen hepimiz çocukken benzer düşüncelere kapılırdık. Biz zamanın hiç geçmediğini zannederdik belki ama o hep yaptığı gibi tıkır tıkır ilerlemeye devam ederdi. İşte böyle böyle ilkokulu, ortaokulu ve liseyi bitirdik. Üniversite yılları gelip çattığında ise zamanın nasıl ilerlediğini az çok anlamaya başladık. Ama yine de tam olarak bilmiyorduk her geçen günün ömrümüzden biraz daha eksilttiğini. Sadece yaşamın ciddiyetini anlamaya başlamıştık. Çocukluktan çıkmış, yetişkinliğin o kasvetli halinden az biraz da olsa payımıza düşeni almıştık. Oysaki çocukkendüşlediğimiz yetişkinliğe erişmiştik. Yani istediğimiz her şeyi yapabilecektik.

Aslında dünyanın en mutlu insanı olmamız gerekirken, yaşadığımız şey hiç de en mutlu sıfatına yaraşacak nitelikte şeylerden oluşmuyordu. Kısacası; büyümüştük. Ama o büyüklük yıllar öncesinde düşündüğümüz gibi eğlenceli bir şey değildi. Ve sadece bazılarımız bunun farkındaydık. Pek çoğu ise zamanın hızına ayak uydurmuş, büyümenin kişiye kattığı yeni nitelikleri yeni hayatına kolaylıkla ekf
lemişti.
  • KARAMAN
  • Дата регистрацииApril 25, 2015




1 Список для чтения