Aşk, insanın kendi sınırlarını aşma cesaretidir. Sevdiğinde, kendini savunmasız bırakırsın; kalbin, en kırılgan yerin olur. O yüzden çoğu insan, aşkı değil, güvenliği seçer.
Korkaklık, işte tam da burada başlar: hissetmekten korkmakta.
Aşık olmayı değil, reddedilmeyi düşünür; hisleri değil, olasılıkları tartar.
Ve sonunda, en büyük kaybı yaşar: yaşanmamış bir hayat.
Oysa aşk, varoluşun en cesur hâlidir.
Sevmek, korkuya rağmen yaklaşmaktır.
Korkaklar, akıllarını dinler; cesurlar, kalplerini.