Yüzyıllar öncesinde yaratıcımız, insanlığın yavaş yavaş katlettiği dünyadaki hak edenleri kendi yuvasına davet etti.

Hak edenler tanırının çağırısına kulak verirken, savaşçılarımız klanlar oluşturarak hayatta kalmaya çalıştı.

Ancak her savaşçının içerisinde bulunan karanlık ruh Tanrıya ihanet etti ve Tanrı onları cezalandırmak adına güneşin insan vücudunu erittiği, kar fırtınasının bedenlerimizi çürüttüğü, kızıl yağmurun temas ettiği her noktanın yanarak kül olduğu ve en önemlisi de kör olan ancak yalnızca sesimizi işittiği zaman bizi fark edebileceği gecenin gölgesini yarattı.

Her klandan ruhunda karanlık barındıran bir savaşçıyı kendi toplumunu temsil etsin diyerek meridyenler arasında ki o gizli cehenneme gönderdi.


Savaşçılar arasında çok azı şanslı olanlardı. O şanslı olanların arasındakiler öyle şeyler feda ettiler ki benliklerinden, ancak öyle yükselişe erebildiler.

Ancak öyle affetti yaratıcı onları.

Ve sen Octavia Andora, fırtına prensesi. Savaşçıların içindeki o ruh seni kabul etti.

Gözlerini kapa ve evine son kez bak, yaratıcının cehennemine yolcuğun başlamak üzere.

Meridyenlerin arasında bu evrendekinin aksine huzurla bitir kendi testini. Evine geri dönme zamanı geldiğinde bir seçim yapmak zorunda olduğunu unutma Andora. Tekrar buluşabilme dileğiyle...

CEYDA NUR ALTAY
  • Ankara
  • JoinedSeptember 30, 2015




Story by Ceyda Nur Altay
ÇIKMAZ by syh_dmllr
ÇIKMAZ
"Şimdi beni iyi dinle Octavia Andora, eğer bu evrende hayatta kalmak istiyorsan yapman gereken iki şey...
ranking #7 in savaşçılar See all rankings
1 Reading List