synder-

elmalı kurabiye, 

synder-

çok güzelsin. 
Reply

synder-

uçurumdan düşüyorum şu sıralar, fakat yalnızca düşüyorum. düşüyorum ve düşüyorum, düştüm diyemiyorum. ne yere çakılıyorum, ne de geriye dönüp uçurumun kıyısına gidebiliyorum. araftayım, bana ne olacağını bilmeden devam ediyorum. 

synder-

"Cihan." gözlerini kaldırıp bana baktı, "Eve gelmeyi düşünmüyor musun?" gözleri yere indi, "Hayır."  dedi, sustum bir süre. "Peki, sana sarılabilir miyim?" hiçbir şey demedi, duraksadı. Sonra yavaşça ayağa kalktı, sanki kollarını bana hiç sarmayacak, sadece ben onu saracakmışım gibi bir hâli vardı ama dolu gözlerimle kollarımı boynuna doladığım an kemiklerimin sıkıştığını hisedebileceğim kadar sıkı sarıldı bana. O şekilde ağladık bir süre, sonra ise uyandım. 

synder-

Rüyamda, gerçektekinden daha gerçek oluşun kalbimi kırmıyor değil. 
Reply