taerapiler

O gün anlatamamıştım sana talia. o günden sonraki günlerde de anlatamadım. bazı duygular, bazı şeyler yaşandıktan sonra hiçbir kelimeye sığmaz oluyor. hiçbir söz kalıbına dökülemeyip öylece boşlukta kalıyorlar. bir duruş, bir bakış, bir eda belki kendini açığa vuran bir duyguya, bir hasrete tercüman olabiliyor. evet, yaşlı biriymiş gibi konuşuyordum. çünkü kendimi çok yaşlı biriymiş gibi hissediyordum. otuz altı yaşındaydım. hiç evlenmemiştim. zaten isteyenim de olmadı. istanbul'dan dışarı hiç çıkmadım. hiç yaşamamış gibiyim. bunların hiçbirini sana anlatamadım. belki de hayat hakkında hiçbir şey öğrenemeden öleceğim.

taerapiler

m. m. - s. i. 1995.
Reply

taerapiler

O gün anlatamamıştım sana talia. o günden sonraki günlerde de anlatamadım. bazı duygular, bazı şeyler yaşandıktan sonra hiçbir kelimeye sığmaz oluyor. hiçbir söz kalıbına dökülemeyip öylece boşlukta kalıyorlar. bir duruş, bir bakış, bir eda belki kendini açığa vuran bir duyguya, bir hasrete tercüman olabiliyor. evet, yaşlı biriymiş gibi konuşuyordum. çünkü kendimi çok yaşlı biriymiş gibi hissediyordum. otuz altı yaşındaydım. hiç evlenmemiştim. zaten isteyenim de olmadı. istanbul'dan dışarı hiç çıkmadım. hiç yaşamamış gibiyim. bunların hiçbirini sana anlatamadım. belki de hayat hakkında hiçbir şey öğrenemeden öleceğim.

taerapiler

m. m. - s. i. 1995.
Reply

taerapiler

Sevgili Elisa,
          mektubunu az önce okudum. Kaleminden çıkanları okumak sana dokunmak gibi. Bazen sen mektubunu yazarken yanında olduğumu hayal ediyorum. Bana mektup yazarken. Seni izliyorum... Bütün mimiklerini seyrediyorum, bana yazdığın her bir kelimeyi.. Ve dikkatlice ellerine bakıyorum, benlerine, duraksamalarını izliyorum, sabırsızlığını, kendi sabırsızlığımı. Bütün mektuplarımızın bir battaniyeymişçesine birbirine dikildiğini hayal ediyorum. İkimiz bu mektuptan battaniyenin üstünde çıplağız. Birbirimize yazdığımız bu bütün sözcükler bizi soğuktan koruyacak, insanlardan ve mesafelerden.

taerapiler

"Kendimi defalarca buldum, defalarca kaybettim. Gerçek adımı hatırlamıyorum. Kimliğimi bir çocuğa sattım. Çirkinleşmek için çok uğraştım. İsteyene ruhumu kiraladım. Vücudumdaki dikiş sayısını artık bilmiyorum. Hayatımı diktiler. Oysa yırtmak için çok uğraşmıştım..Benim adım yok. Çünkü ben yokum. Delirdim. Yetmedi. Delirttim. İğrendirdim. Dünya bendim. 

taerapiler

Ve sordum, Tanrı’nın yukarıda mı yoksa aşağıda mı olduğunu. Eskiden poker oynardım. Şimdi de, Tanrı’nın aşağıda, kuyunun dibinde olduğuna oynuyorum. Hayatım masada, birkaç kırmızı oyun fişiyle."
Reply

taerapiler

Umutsuz bir aşk çökmüşse gönlüne sabahın üçünde, özellikle onun orada, yerinde olmadığı kuşkusuna kapıldığında telefon etmeyi gururuna yediremiyorsan, ister istemez içe dönüp kendinle baş başa kalırsın; o anda akrep gibi sokarsın kendini ya da hiçbir zaman postalamayacağın mektuplar yazarsın ona, ya da odanda volta atarsın, hem küfür hem dua edersin, sarhoş olursun, ya da kendini öldürecekmiş gibi davranırsın. 

taerapiler

-insomnia.
Reply

taerapiler

Seni seviyorum, Theodore.
          
          Yazmak daha kolay olsa dahi, bu iki kelimeyi yazarken ağırlığından ötürü, üç dakika otuz altı saniye boyunca duraksayıp dinlenme hissettim. Sadece yazmak bile bu kadar ağırlık veriyorsa yüreğime, dillendirmek imkânsız olurdu herhalde. Ama buradan anladım ki, gerçek.
          
          'Sen aşktan, sevgiden ne anlarsın?' diyebilirsin ama bu konuda hiç bahtı olmayan biri olarak bence en iyi anlayacaklardan biri benim. Sen Tanrı'ya emanet ol, bırak yüreğin benim avuçlarımda kalsın.
          
          Ölü kalbim ve kara ruhumla, Jerome Jeon."