tarumargeceler

Bir labirent gibidir Kayra'nın içi. Dünyadan büyük bir labirent taşır içinde. Aslında herkes biraz öyle. Annem, babam, kız kardeşim. Hepsi birer labirent. Onun için sevemedim ben insanları. Çünkü girince içlerine, nerelerinden çıkacağım belli değil. Belki kıçlrından, belki gözlerinden.

tarumargeceler

Bir labirent gibidir Kayra'nın içi. Dünyadan büyük bir labirent taşır içinde. Aslında herkes biraz öyle. Annem, babam, kız kardeşim. Hepsi birer labirent. Onun için sevemedim ben insanları. Çünkü girince içlerine, nerelerinden çıkacağım belli değil. Belki kıçlrından, belki gözlerinden.

tarumargeceler

Bir gün yanında olmamı istediğin ama bunun imkânsız olduğu bir zaman gelirse gözlerini sıkıca kapat ve elini yüreğine götür. Ben senin gözkapaklarının ardındaki karanlıkta, kalbinin çarpıntısında olacağım. Ne zaman bir vapura binsen saçlarının arasından geçen rüzgâr değil, parmaklarım olacak. Okuduğun kitabın bir satırında ya da dinlediğin bir şarkının müziğinde nefes almaya devam edeceğim. Yağmurlu bir günde omzunu öpen yağmur damlası olabilirim. Belki de koklamak için uzandığın bir çiçeğin yaprağından havalanan kelebek olacağım. Sen ne kadar hissetmek istersen ben o kadar var olmaya devam edeceğim. Yüreğinin perdelerini hiçbir zaman kapalı tutma. Aydınlığın içeri girmesine izin ver. Gülmek sana yakışıyor, yüzünü asma. Büyük zorluklara göğüs germiş insanların hakkıdır mutluluk. Anlatmaya değer günlerin, içinden geldiği gibi yaşadığın bir hayatın olsun. Gözlerini kapatıp benimle konuşmak istediğin zamanlar için güzel anılar biriktir.

tarumargeceler

Bağlar’ın dar sokaklarında,
          Bir çocuk vardı, adı Narin’di,
          Seksek oynardı, düşlerinde,
          Dünyası küçük ama kalbi bir o kadar büyük.

tarumargeceler

Bağlar'ın göğüne bir hüzün çöktü,
            Narin’in sesi rüzgâra karıştı,
            O minik eller, o masum bakışlar,
            Artık yıldızlarla parıldar oldu uzakta.
Reply

tarumargeceler

On üçüncü kattan atlamış, görenler uçak gibiydi diyorlar. Ellerini iki yana açmış, kanatlı gibiymiş. Düştüğünde parçalanmış bedeninin orta yerinde, giydiği tulumun cebinden bu kara kutu çıkmış. Kara kutuya 'düşüş nedeni' diye şu notu yazmış: pervaneme kuş girdi, çıkaramadım.

tarumargeceler

Akıl hastanesinin bahçesinde sigara içiyordum. Merakımdan sanırım, bir şekilde orada buldum kendimi. Kendi halinde, oldukça normal davranan, yüz çizgilerinden kırklarında olduğunu düşündüğüm bir adamla göz göze geldik. Ben bir kaç kafamı çevirsem de, o gözlerini üzerimden hiç çekmedi. Kıyafetlerinden anladığım kadarıyla misafirdi orada, hasta demeye dilim varmıyor şimdi. Önce biraz çekindim, sonra cesaretimi toplayıp küçük adımlarla yaklaştım yanına.  "Sigara versene" dedi hemen. Sigarayı uzatırken "neden buradasınız?" demiş bulundum. Sigarasını yaktı, tekrar gözlerini dikti üzerime. Kırpmıyordu bile, ürkmedim desem yalan olur. "İyi günler" dileyerek uzaklaşmaya karar verdim. "Belki de yanlış bir soru sormuşumdur. Belki canını sıkmışımdır ya da ne bileyim adam deli işte!" diye geçirdim içimden. "Sen neden burada değilsin?" diye bağırdı arkamdan. Öyle bir bağırdı ki, arkamı dönmeye korktum. Cinnetle bağırır gibi... Döndüm yüzümü, olduğum yerde, yaklaşmadan baktım yüzüne. Bu sefer sesini daha da yükselterek, tekrarladı; "Sen neden burada değilsin. Onca sahtekarın, onca vicdansızın, onca ihanetin içinde durabilmeyi nasıl başarıyorsun? Çocukların vurulduğu, çiçeklerin koparıldığı, sevgilerin harcandığı, umudun tükendiği, renksiz, yapay bir dünya var dışarıda. Uyuşmadan uyum sağlayamadığım, gürültüsünden uyuyamadığım. Kirli, kibirli, kaba bir dünya var. Çıkarları uğruna seni çakıyla son model bir arabayı çizer gibi çizecek binlerce insan var. Kanını emecek bir sürü vampir. Sana kullanılıp, köşeye atılmış pis bir mendil gibi hissetirecek bir sürü katil. Sen neden burada değilsin?"

tarumargeceler

En derin uykun alnına nefesini bıraktığında geceden kalanlara kulak kesiliyorsun. Sessizlikten daha derin sessizliği arıyorsun. Rüya değil beklediğin. Rüyasızlığı arzuluyorsun. Yarım kalan rüyaları tamamlamak için çat kapı kapadığın gözlerindeki heves bitti.

tarumargeceler

Bahardan geç, kışın tam ortasında.
Reply

tarumargeceler

Sen yine yorulmaktan da yorulup, en yorgun yerinden yeşereceksin çocukken bir pamuk parçasında büyüttüğün fasülye tanesi gibi... Kulağın yatağında müziğine rüzgar eşlik ederken sen yine yeşereceksin...
Reply

tarumargeceler

Hayat ne garip değil mi?
Reply

tarumargeceler

Çocuk oldum ben Ali bak büyüdüm de çocuk olmayı hiç bırakmadım. Karşıdan karşıya geçerken sımsıkı tutunduğum ellerine düştüm ben, ilk yaram oradan. Yokuş aşağı koşar gibi koştum gözlerine sonra delip geçen kör bir kurşunla vuruştum, o gece çocuk oldum.