tawezs

sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk vadetmedim. sana ancak bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim.

tawezs

sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk vadetmedim. sana ancak bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim.

tawezs

‘sen canavar kalacaksın...' falan filan... atıp tutmaya başladı başıma bu şirin hasırları ören şeytan. ‘ölümüne sürsün cümle iştahın, bencilliğin, cümle bağışlanmaz günahın.'
          ah, canıma yetti arttı-kuzum şeytan, ne olur daha bir öfkesiz bakıver de benden yana ufak tefek, yolda kalmış alçaklıklar vara dursun, sen ki yazarda tasvir, öğreticilik vergilerinin yokluğuna vurgunsun, senin için kopardım lanetli gün defterimden bu uğursuz yaprakları.

tawezs

insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. insanların ''tecrübe'' dediği şey budur. kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana ''tecrübeli'' denir.
          
          sigmund freud

tawezs

bir hayvan leşiyim öleli kırk gün olmuş
          fabrika bacalarında bir kara dumanım
          zehirim akrep kuyruklarında
          kötüyüm sevemediğin kadar
          öyle fenayım
          kapanmış bıçak yaralarında
          bu pis çöp tenekelerinde unut beni
          unut artık
          bayat bir ekmek gibi
          çürümüş bir elma gibi