tenimdekikor-

bu gecenin kokusu var. 

trewag

aylar geldi geçti bu sokaklardan; günler soğuk, yoğun ve telaşlı bitti. sen gelmedin. 
          neden gelmedin beren? bu kadar mı nefret ediyordun benden? oysa ben sadece yanımda ol istedim. üşüdüm, kaç gece beton zeminde uyudum, kaç gündüz stresli bir gün geçirip gecete nereye, hangi zemine, hangi izbe sokağa girip uyuyacağımı düşündüm. kaç gece evsiz kaldım bilmiyorum... kendimi kaybettim sandım ama karşı sokakta gördüm elimde bi çiçekle o temiz kıyafetler içinde yürüyor, bir yandan kulağımda çalan müziğe ritim tutup sallanıyordum. ' hani eski bir resme bakarken, hani yılları sayar da insan, hani gözleri dolar ya birden? işte öyle bir şey' dudaklarım titriyor, kulaklarım çınlıyor kendimi izlerken. başımda volkanlar patlıyor sanki, uzak mahallelerden havai fişek sesleri, akşam vakti, ben eski püskü pasaklı çocuk, ben süslü püslü güzel kadın. ağlamaklı aralıyorum dudaklarımı ' hani ıssız bir yoldan geçerken...' etrafıma bakıyorum kimsesiz sokaklara, yarım kalmış savaşlara ve kediler... tek gerçekçi hissettiren birkaç ses o kadar. ' hani bir korku duyar da insan, hani gözleri dolar ya birden? işte öyle bir şey...' ağlıyorum. hıçkıra hıçkıra ağlıyorum ve bedenim karşımda çiçeği elime verip sıkıca sarılıyor. ağlıyorum, hiç sakinleşmeyecekmiş gibi hüngür hüngür ağlıyorum. hiç geçmeyecek gibi ağlıyorum ve işte sen bir elinde ayna diğer elinde ip uzun uzun bakıyorum gözlerine, gözlerimden yaşlar akmıyor şimdi. hiçbir şey geçmiyor içimden, hiçbir şey hissetmiyorum, sadece bakıyorum gözlerine, elindekilere ve en son parmağında ki yüzüğe. tebessüm ediyorum, tebrik eder gibi sallıyorum başımı. yaklaşıyorum bedenine, koluna dokunuyorum irkiliyorsun gözlerime bakıp. konuşmuyorum ama sanki anlıyorsun beni... ' neden gelmedin beren?' söylemesem de anlıyorsun sen hepsini.

trewag

denizin içindeyim şimdi, yüzmeyi bilmiyorum ve batıyorum, az sonra bi ses geliyor, bir ışık çarpıyor gözlerime, nefes alıyorum deli gibi, öksürüyorum boğulmaktan kurtulmuş gibi. ' bilinci açık, sadece şok geçirmiş' doktorun kolunu sertçe tutuyorum. ' o nerde?' kim diyen biri var yanımda esmer bi genç, siyah saçları terlemiş alnına doğru yapışmış çenesinde çıkmış sakallarını sıvazlayıp gözlerime bakıyor. kaşlarımı çattım, zaman ve mekan neden sürekli değişiyor bilmiyorum ama odanın kapısı açıldı ve o güzel sesin sahibi derin bir iç çektirdi bana. ' uyan kızım' terlemişim. ve bu türlü türlü kabuslar canımı yakarken sen gelmedin. bir daha da gelmeni beklemedim, seni görmek bile istemedim, öfkeliydim... çok kırgın, çok üzgündüm ve istemedim. zaten sende bir daha rüyalarıma, kabuslarıma gelmedin. tıpkı buraya da gelmediğin gibi...
Reply

trewag

bugün tükendim. bu gece kefene bürünüp son sözlerimi söyledim. bugün canım canımdan kopana kadar ağladım. çok yoruldum ama toparladım. çok özledim ama hallettim. ve sen yoktun, ne yanımda ne de gözlediğim yolda. o gece gökyüzüne bakıp tebessüm etmiştim fakat şimdi o tebessüm bile bir hiçmiş. sen yoksun, bu gece de yoksun, yarın da yoksun. sen yoktun, sen hiç olmadın ki çiçeğim. ben sadece seni varmışsın gibi hayal ettim. güzel hayaldi, toz bulutuna dönüşünce bitti.

trewag

ya git ya kal ama net ol 
Reply

trewag

iki arada kalırsan ikimizi de yorarsın 
Reply

trewag

varsın bencil ol kendini düşün.
Reply

fartwiIight

sırtımdan süzülen bir damla beni ürküttü.

fartwiIight

beni mutlu etmişti, ederdi.
Reply

fartwiIight

düğünümüze bekleriz... 
Reply

fartwiIight

üzerinde adım yazılı, sızlanan ellerim titremek için çıldırıyor fakat güç bela zarfı açıp davetiyeyi alıyorum içerisinden
Reply