theediablo

Dışarıdan bakılınca egoist, şımarık, soğuk birine benzediğimi ilk defa duymuyorum.  Bazen bunu doğrulamak o kadar çok istiyorum ki.. Aslında ben'tanısan seversin özünde iyi insandır ya'etiketi yapıştırdığınız cansız türüne giriyorum. Ayrıca arkamdan konuşmanız umrumda olmuyor. Kardeşim varsaydığım erkek arkadaşımın bugün hıçkıra hıçkıra ağladığına şahit oldum. Oysa ben onu hep neşeli, sorunları kafasına takmayan, çevresinden dinlediklerini takmayan biri olduğunu düşünmüştüm. Ne yazık ki bugüne kadar. Her ne kadar insanlara aslında göstermek istediğimiz taraflarımızı göstersekte,içimizde sakladığımız bir karanlık var. İçindeki yıldızların umut ışıkları olduğu bir karanlık. Ama sorun benim yıldızlarımın artık sönmüş olmasıydı ve benim tek bir umudum kalmıştı. O da Ay'dı. Kim bilir belki de ayın karanlığında boğulurdum veyahut ışığı altında umut arardım. Artık bilmiyorum. Hayatımda yıkılacağından şüphe etmediğim tek insanın da yıkıldığına şahit oldum. Düşünmeye bile tâkatim yok. 

theediablo

Dışarıdan bakılınca egoist, şımarık, soğuk birine benzediğimi ilk defa duymuyorum.  Bazen bunu doğrulamak o kadar çok istiyorum ki.. Aslında ben'tanısan seversin özünde iyi insandır ya'etiketi yapıştırdığınız cansız türüne giriyorum. Ayrıca arkamdan konuşmanız umrumda olmuyor. Kardeşim varsaydığım erkek arkadaşımın bugün hıçkıra hıçkıra ağladığına şahit oldum. Oysa ben onu hep neşeli, sorunları kafasına takmayan, çevresinden dinlediklerini takmayan biri olduğunu düşünmüştüm. Ne yazık ki bugüne kadar. Her ne kadar insanlara aslında göstermek istediğimiz taraflarımızı göstersekte,içimizde sakladığımız bir karanlık var. İçindeki yıldızların umut ışıkları olduğu bir karanlık. Ama sorun benim yıldızlarımın artık sönmüş olmasıydı ve benim tek bir umudum kalmıştı. O da Ay'dı. Kim bilir belki de ayın karanlığında boğulurdum veyahut ışığı altında umut arardım. Artık bilmiyorum. Hayatımda yıkılacağından şüphe etmediğim tek insanın da yıkıldığına şahit oldum. Düşünmeye bile tâkatim yok. 

theediablo

Hiç yalnızlığı iliklerinize kadar hissetiniz mi? Bu sorunun cevabı olarak dünyaya geldiğimi düşünüyorum. Ben hiç bir zaman en yakın arkadaşıyla durmadan vakit geçiren, birbirinden hiç ayrılmayan arkadaş gruplarında olmadım, olamadım. Kendimi çok yakın hissettiğim birkaç arkadaşım oldu ve sonrasında yine bir terkedilmişlik. Hepsinin varoluşundaki kaba cüssesinin ardında bir tutam dahi iyilik olduğuna inancım hep vardı. Ama onlar tek hatanızda sizi silmeye çalıştılar. Ben hata yapmadığım halde, silinmedim de. Karalandım. Hep sessiz kaldım çoğu şeye. Çünkü verilen her kararın altında bir hayır olduğunu düşündüm, yeniliğe açılan bir kapı gibi. Bu kaçıncı yanılışım artık bilmiyorum. Bu kaçıncı yenilgim, bu kaçıncı kez yalnız kalışım, bu kaçıncı hiç duyulmayan çığlığım, feryadım? Ama kimse bilmediği halde bütün bunların altında bir kor alevlensede, bir cehennem varolsada elimden gelen hiçbir şey yok. Ben yine affetmeyi seçtim.

theediablo

yazılarımı okuyan bir insan evladı bile varsa, alnını öpçem

vanyaninkitapligi

@ theediablo  hastayım galiba öpme 
Reply

theediablo

@sweet-powder  gel kız alnını öpçem
Reply

theediablo

Zor muydu mutlu olmak? Bana kalırsa değildi. Küçük yaşlarımda öğrenmiştim küçük şeylerle mutlu olmayı. Her zaman en kötüsüyle kıyaslarım kendimi. Sonuç şu ki mutluydum. Halâ da bazen mutlu oluyorum, ama eskisi kadar değil. Klişe gibi gelir mi bilmem, yaşıtlarına göre daha kilolu, sivilceli ve bakımsızdım. Övüneceğim bir güzelliğim olduğunu da halen düşünmüyorum açıkçası. Bir yaz tatili bana nasıl yaramış bilemem ama okula gelince tanınmayacak hale gelmiştim. Herkesin yanıma gelip iyi yönden değiştiğimi söylemesi her ne kadar mutlu etsede, aslında ben hiç değişmemiştim. Kalbim, aklım,fikrim, zikrim, inancım..hiçbiri değişmemişti. Ama insan zihniyetli olduklarını düşünen aciz varlıklar değiştiğimi düşünüyorlardı. Bu değişim öncesinde ve sonrasında anonim olarak kullandığım kaynaklarda bağlantı kurduğum kişiler, beni görmedikleri takdirde bile saf ve iyi kalpli olduğumu dile getirmişlerdi. Kimseye kin tutamamıştım bu zamana kadar, öyle büyük kavgalarım ve şımarık triplerim de olmamıştı. Sevilmemiştim bu yüzden. Kimseyi sırtından da bıçaklamamıştım, veya bana güvenerek anlatılan sırları da yaymamıştım. Hayıflanıp durdum bu yüzden. Ama kötülük yapmak için hiç bir sebebim dahi yokken neden yapmalıydım ki? Varsın, sevmesin beni kimse dedim. Sevmediler, ama ben sevdim. Yalnızlığı sevdim ben. Mutlu etti bu beni. Yalnızlık sevmemişti ama beni.  Uğruna mutlu olmuştum ama de mi?

theediablo

Küçük kızın yanaklarını bu gecede yaşları ıslatıyordu. Yorulmuştu artık herkesten, her şeyden.Ama bu sefer çok değer verdiği, kırmıştı kalbini. O kalbini küçük yarabantlarıyla sarmasını beklerken bilememişti ardına cam kesiklerini de koyduğunu. Yatağında kıvrıldı ağır hareketlerle, pembe yastığını eline aldı, sarıldı. Bu sefer gözyaşları yastığına damlıyordu küçük kızın. O usul usul ağlarken içinde fırtınalar kopuyordu aslında. Bu fırtınalar aklını da çok karıştırıyordu. Yavaş yavaş sıyırdığını düşünmeye başlamıştı, bu üzüntü o küçük bedeni için çok fazlaydı, o saf ve masum kalbi içinde. Etten bir kafes içindeki acizlik, ruhunda çırpınıyordu. Bir damla daha süzüldü elma yanaklarından. O yaş dudağına vardığında minik bir tebessüm yerini aldı kızın çehresinde. İçinde çektiği o kadar üzüntüyü, acıyı, kederi bağıra bağıra anlatmak, haykırmak, hıçkıra hıçkıra ağlamak istedi. Yapmadı, yapamadı. Umut etti küçük kız, bu yüzden büyümeyi.

theediablo

Keşke sosyalleşmek çocukluğumdaki gibi kolay olsaydı. Basit bir 'arkadaş olalım mı?' sorusuyla birbirimize verdiğimiz kayıtsız şartsız güven hissiyatını o kadar özlüyorumki...Oysa şimdilerde güven yanı sıra bir erkekle bir kızın arkadaş olması o kadar gücendiriyor ki insanları, kibirlerinden yürüttükleri türlü türlü saçmalıklar millettin ağzına dolanıyor. Bu kadar abartılmasının sebebini anlamıyorum. Bu konu hakkında yazmak aslında beni germiyor değil fakat bir farkındalık oluşmalı. Acaba birine 'arkadaş olalım mı?'diye sorsam nasıl bir cevap alırım? Bunu da düşündüm. Büyük bir ihtimalle zihin yaşım bir yana yaşımı sorgulayacağını veyahut olgunlaşmam gerektiğini dile getirecektir. İşte sırf bu yüzden çocukluğumu özlüyorum, çocukluklarım için.

theediablo

Çok yoruldum ama bu vücuden değil. Ruhen yoruldum. Boğuluyorum düşüncelerimin içinde. Kendimi kelimelerin yüzdüğü okyanusta bir teknedeymişim gibi hissediyorum. Boş bir umudum var, olmayacak bir umut belki de.Ama umut ediyorum. 

theediablo

Şarkı sözlerine çok anlam yüklüyorum.İçimde, zihnimde dolaşan ve bitmek bilmeyen o sesi susturamıyorum. Kelimeler boğazıma kadar geliyor, ağzımı bıçak açmıyor.  Zihnimde yankılanıyor kelimeler. Yazarak rahatlatıyorum kendimi. Neden böyle bilmiyorum. Diyorum bazen kendi kendime diğer insanlarda böyleler, sen farklı değilsin,sende onlar gibisin işte.Sonra kimsenin sokakta benimle şarkı mırıldanmadığını farkediyorum, ya da kimsenin sahil kenarına gidip içini ağaçlara, denize dökmediğini. İşte o zaman şunu hatırlatıyorum kendime, insanlar çok şey kaçırıyor, onca güzellikleri, küçük mutlulukları... Kaçınız ıhlamur, erik, incir ağacından toplamıştır poşetlerle meyvelerini? Ya da kaçınızın genzine yerleşmiştir sahilin, çimenliğin veya yağmurdan ıslanmış toprağın kokusu?Evet, bir iki kişi çıkar belki. Oysa hepimizin zenginsek fakirliği, fakirsek zenginliği tatmış olmamız gerekmez mi? Ne zaman farkına varacağız insanlığın bir umut ölmediğine?Veyahut ne zaman öğreneceğiz mutlu olmamız için milyon dolarlık organizasyonların gerekmediğini? Bir gün, umarım bir gün..