Sabah.Çıplak tenine hırkasını geçirip penceresinden İstanbul'a baktı.Nerede olursa olsun, herkes penceresinden kendi İstanbul'una bakardı. Kendisini oyunlarına almamış çocuklara bakar gibi baktı, onun İstanbul'u onu oyuna almamıştı. Pencerenin önünde geceden kalma birası duruyordu. "Dünyada en güzel şehirler uyanır" diyordu İlhan Berk, haklıydı. Camdaki belli belirsiz yansımasına gülümsedi. "Kadınların hepsi sabahları kendilerini sevmemizin imkansız olduğunu bilirler" diyordu aynı şiirde. Hem bu kadar haklı olup hem bu kadar şair nasıl olabiliyordu bu abiler? Neden gitmesini istemişti ki? Yıllardır aradığı huzuru onun kollarında bulmuşken, neden onunla uyuyamamıştı? "Ben de kendi oyunuma kimseyi alamıyorum sanırım" diye düşündü elinde birasıyla banyoya yürürken, çok soğuk olmasa da sabah ayazında ısınmaya fırsatı olmamıştı.