Bacak aramda bir güvercin ölüsü var anne. 
Şimdi bütün gökyüzü benim olsa n'olur?

Sıtmalı akşamlardan biriydi,
Yürüyordum sabıkalı kaldırımlarda.
İlkin arkamda gürültülü adımlar duydum.
Korkacaktım vaktim olsaydı.
Evimi kim bu kadar uzağa koymuştu,
Ya da ben neden bu kadar uzaktaydım?
Yağmur çiseliyordu,
Aylardan mart,
Günü sorma bana anne.
Gölgeleri onlardan önce çöktü üstüme.
Üç kişilerdi.
Yok hayır!
Otuz kişilerdi.
Belkide...
Üç yüz.

Biri ağzımı kapattı,
Diğerleri beni sürüklediler çıkmaz bir sokağa.
Çantam düştü kolumdan,
Sonra hani ben çırpınıyordum ya...
Yaşamak gibi,
Zaman gibi,
Özgürlük gibi,
İsyan gibi.
Kolyemdeki sahte inciler döküldü yola.
Bir kedi bakıyordu gözlerime.
Gözlerim konuşmayı,
Bağırmayı,
Çok istiyordu anne.

Elbisemi yırtarken onlar,
Minareden ezan sesi,
'Bari ezan bitene kadar bekleyelim' dedi,
Sapsarı dişleri olan.
'Vakit yok' dediler.
Vakit yoktu anne!
Ne yaşamaya,
Ne ölmeye.
Karanlık hiç bu kadar siyah olmamıştı ve
Hiç bu kadar çaresiz kalmamıştım.
Çırpınıyordum.
Çırpındıkça,
Saksıdaki zambaklarım ölüyordu.
Vitrinlerde beğendiğim elbiseler,
Duvarda asılı diplomam,
Çeyiz sandığımda oyalı havlularım...
Sevdiğim çocuğun dudakları ölüyordu.

Tecavüz edilirken,
Ağlamaz insan anne!
Tecavüz edilirken,
Kanamaz insan.
Umut etmez insan anne!
Tecavüz edilirken,
Şansı sorgular insan,
'Neredesin?
Ben bu durumdayken neredesin?'
Bedende kocaman kıllı eller,
Bilekler sürgünde,
Dudağın kenarında bir kan çiçeği,
Soldu solacak.
Salyalar boyunda,
Salyalar göğüslerinde.
Salyalar anne, salyalar...

Tecavüz edilirken,
Çocukken dinlediği masal aklına gelir insanın.
Neydi o masalın sonu?
Onu düşünürsün.
Bir varmış bir yokmuşla başlıyordu,
Ama nasıl bitiyordu?
Hatırlayamazsın.
Her şeyi hatırlarsın.
Bi' onu hatırlayamazsın.
Tecavüz edilirken insan en çok kendine sarılır anne.
Ben kendime sarıldım;
'Ağlama' dedim,
Ama 'acımayacak' diyemedim.
'Geçecek' diyemedim.
Geçmedi de zaten anne.

Bacak aramda bir güvercin ölüsü var.
Şimdi gökyüzü benim mi anne?
  • İnekler uçuyor
  • JoinedJune 24, 2016

Last Message