• 𝐞𝐥𝐮𝐥

Âh bu katı, kaskatı beden bir dağılsa, eriyip gitse bir çiy tanesinde sabahın. Ya da Tanrı yasak etmemiş olsa kendi kendini öldürmesini insanın. Ne bunaltıcı, ne berbat, ne tatsız, ne boş geliyor bu dünya bana. Öyle bakımsız bir bahçe ki, azgın bitkileri tohuma kaçmış.

Dış görünüş çoğu kez yansıtmaz içinin ne olduğunu.
          Oysa dünya hâlâ süslerle avunup aldanıyor.
          Hukuku ele alalım: Duruşmada en yoz, en çürük dava bile,
          Etkili ses ve sözcüklerle kötülüğü gizlemiyor mu?

‏‏‏‏‏‏‏‏   моя богиня -

Yakıcı, kavurucu bir aşktı bu; beni deliye çeviren, geceleri sabahlara kadar sokakta dolaştıran bir aşk.

Ne mutlu, günahları affedilmiş olanlara.

Dans edelim, buna gerek yokken bile.

Nefret kelimesi dilime çok yakışıyordu,
          ama ben dilimden daha çok yakıştırıyordum sana,
          nefret ettiğim biri olmak, çok yakışıyordu.

Mutluluğun kanadına takılır düş kırıklığı.

Bir ben var bende,
          Mıh gibi çakılmış benliğimde, özüme anlam kazandıran.
          Kimileyin kötülüğümdür;
          Yaşamımdaki sorumsuzluğuma atılmış kahpe bir tokat gibi.

Zaman kendi içinde katlanarak üstüme kapandı, beni içine aldı.