"Hey ezik," Elindeki yemek tepsisini umursamaz bir tavırla mavi masanın üzerine bırakan sarışın çocuk sakince sandviçini yiyen oğlanın dikkatini çekmek için ona seslendi. Sandviçini önündeki tabağa yerleştirip içindeki salamı çekip çıkarırken gözünün ucuyla ona baktı mavi saçlı oğlan. "Ne istiyorsun Travis?" Büyük ihtimalle yeniden kendisiyle ve arkadaşlarıyla dalga geçip saçma salak cümleler kuracaktı. En azından Sal onun öyle yapacağını düşünmüştü.
Çünkü Travis genelde bunu yapardı, yani, Sal açık olacaksa Travis’in başka bir işlevi olduğunu düşünmüyordu, tabii tüm bu “zorbalık” kalıbını üzerine almasını ve etrafındaki herkese bok gibi davranması bir işlevden sayılıyor ise...
Karşısındaki çocuktan ses çıkmadığında çattığı kaşlarıyla bakışlarını oğlanın yüzüne çıkardı. Esmer tenli çocuğun yanakları üzerinde yer almaya başlayan alışılmadık pembelikler Sal'in aklını karıştırırken Travis başını hafifçe soluna çevirmişti. Gözleri kafeteryanın üzerinde geziniyordu, "Ee? Konuşmanı bekliyorum göt herif." Sal daha fazla dayanamayıp diğerini iğneleyeceğini bildiği ses tonuyla oğlanı konuşmaya zorladı. Travis başını sinirle Sal'in oturduğu yere çevirirken ağzındaki baklayı çıkarıvermişti: "Takılmak ister misin diyecektim."
the start of the salvis fic i’m never gonna continue.