
yalancisevgilim
Panon çok hoş, söylemek istedim. Görünce silebilirsin :)
@tumeyokum
0
Works
1
Reading List
1.2K
Followers
ben küçükmüşüm, sıradağlar yaratmışım kendime dert diye. çok küçükmüşüm, büyütmüşüm her şeyi gözümde. şimdi böyle sensiz, kimsesizken artık küçük değilim. o gün o telefonu açtığım an büyümüşüm ve küçültmüşüm dertleri. kabullenmişim kimsesizliği, sessizliği. biri var anne. içimi yakıyor. önce kurak bir araziyi kapladı çiçeklerle, yemyeşil bi örtü kurdu kendine. sonra başladı ateşe vermeye. insan kendi ektiği çiçekleri koparır da yerine yenilerini diker mi? koparmak yeterli gelmeyince de ateşe verir mi?
küçüktüm, babam hiç masal anlatmazdı. beni uyutup gitmek için saniyeleri sayardı. dedem vardı, yanına sokulurdum o fısıldardı kulağıma masalları. her bir masal da bir daha hiç kimsede duymadığım masallardı. sonra bir kadın geldi ve değiştirdi her şeyi. alaşağı etti masallarla kurulu düzenimi. çok küçüktüm ama anlamıştım hayatımdan çıktığını. çok küçüktüm ama biliyordum bir çocuğa nasıl davranılacağını. çok küçükken başladın mı kaybetmeye hep kaybedersin. kaderine bu yazılır bi kere, değiştiremezsin
Panon çok hoş, söylemek istedim. Görünce silebilirsin :)
ben küçükmüşüm, sıradağlar yaratmışım kendime dert diye. çok küçükmüşüm, büyütmüşüm her şeyi gözümde. şimdi böyle sensiz, kimsesizken artık küçük değilim. o gün o telefonu açtığım an büyümüşüm ve küçültmüşüm dertleri. kabullenmişim kimsesizliği, sessizliği. biri var anne. içimi yakıyor. önce kurak bir araziyi kapladı çiçeklerle, yemyeşil bi örtü kurdu kendine. sonra başladı ateşe vermeye. insan kendi ektiği çiçekleri koparır da yerine yenilerini diker mi? koparmak yeterli gelmeyince de ateşe verir mi?
küçüktüm, babam hiç masal anlatmazdı. beni uyutup gitmek için saniyeleri sayardı. dedem vardı, yanına sokulurdum o fısıldardı kulağıma masalları. her bir masal da bir daha hiç kimsede duymadığım masallardı. sonra bir kadın geldi ve değiştirdi her şeyi. alaşağı etti masallarla kurulu düzenimi. çok küçüktüm ama anlamıştım hayatımdan çıktığını. çok küçüktüm ama biliyordum bir çocuğa nasıl davranılacağını. çok küçükken başladın mı kaybetmeye hep kaybedersin. kaderine bu yazılır bi kere, değiştiremezsin
&*^&%&@*@^#^@*(!<">#^@*(!">@*@^#^@*(!</a>
gündüzlerim ve gecelerim karmakarışık, ben dağınığım. nasıl toparlanırım ya da toparlanmak istiyor muyum, bilmiyorum. yıllar boyu geçmeyeceğini sandığım bi yorgunluk vardı, ne kadar oldu bilmiyorum, geçmedi. zaman, bana hiç ümit vermedi
hiç olmadığı kadar yarım kalan bir yazı olacak bu. tamamlamak istemediğimden de değil, kendi sonunu kendi getirecekmiş, öyle dedi. bana da ona izin vermek ve gitmek düşüyor. yazdığım her kelimeye borçluyum ben. her bir satırda bi sır gizledim, bazı cümlelerde insanlar eskittim. şimdi cümlelerim beni eskitecek, bende onlara izin vereceğim
sonsuz uykulardan geçip gitmek, ihtimaller denizinde kulaç atmak, güzel rüyalar görmek. benim kursağımda kalan çok şey oldu. belki çoğu da benim yüzümden oldu. maalesef ki kendimden geçtim artık. ama o kadar uzatmışım ki yolu, seni de kaybettim. işin aslı, ben bunları yazarken ağlamıyorum. bi sigara dumanı geziyor sadece satırlarımda. mürekkebim birkaç cümle sonrası tükenecek. yeni bir kalem almayacağım, mürekkebi doldurmayacağım. en iyisi bitmesi. biterken beni de bitirmesi. birazdan bir gemi kalkacak, bende yetişeceğim. hep mutsuz sonlar mı akılda kalır? benim sonumda ben o gemiye yetişeceğim, mutlu ya da mutsuz. gitmek ve geri dönmemek yeterli gelecek. yanıma almak istediğim birkaç defterim var. gerçi kahverengi olan küçük bir sürpriz yaptı geçen günlerde. annemle ilgili bi kağıt, sıkışmış yaprakların arasına. hiç beklemiyordum, evde müsaitti oturup ağladım. onu yanıma almam belki. o kağıt hala orada, beni bekliyor. beklesin. bende çok bekledim. beklediğim kimse gelmedi. geri dönmedi
artık vazgeçiyorum. bazı şeyleri öğrendim. kendimden vazgeçmem gerektiğinin de farkına vardım. bu farkındalık benim elimi kolumu bağlamıyor, ayağıma prangalar vurmuyor. bu, beni özgür kılıyor. özgürlüğe koşar adımlarla yürür insan. ben emekliyormuşum, sonradan anladım. bir rüzgarın esintisinde bile hissediyorum seni. bazen uzanıyorum yatağa gündüz vakti, gözlerimi kapatıyorum, kuş cıvıltılarını duyuyorum. senin sesin miydi o? çözemiyorum
saçların beyazına mı sakladın alevini
belirsiz adımlarımla karanlığa fısıldadım. ben o karanlığa bizi anlattım. bana dedi ki şimdi gelse bırakırsın beni. içinde açar yine çiçekler, aydınlığa kavuşursun. sen beni yine yeniden unutursun. çünkü bilmiyorsun sevmeyi. aydınlığa kucak açmak için görmezden geliyorsun beni. ben varım, buradayım. sana dair her şeyin içinde belirsiz bi noktayım. hayır dedim ona. ben seni geride bırakmam, unutmam. çok şey sakladım sende. geceler boyu oturduk kimseye diyemediklerimi dedim. bir bir anlattım her şeyi. sen de sadece dinledin. hiç çare bulmadın, çözüm üretmedin. beni anladın. çok yorgundum, uykusuzdum. dizlerine yatmışım, uyandığımda gitmiştin. ben sen gel diye gündüzlerimi görmedim. geceler boyu sana fısıldayacak şeylerim olsun diye kimseyle görüşmedim. şimdi sen unutmaktan söz ediyorsun. aydınlığa rağmen sana geldim. kimsesizlikten değil. zorla değil. ben senin için sendeyim, bunca şeyden sonra, senden sonra nasıl gideyim?
dışarısı soğuktu içime açıldım bir ten, bir daha böyle böyle dönüştüm bıraktığın boşluğa geçecek dediler ölüdür gömülecek yastır bitecek bir kez ölen bir daha acı veremeyecek
çiğdem çiçek
nasıl başlayacağımı bilemiyorum. sana bi mektup yazmam, o mektubu katlayıp bir gün sonra okumam ardından da yakmam gerektiği söylendi. ben sana yazdığım bi şeyi yakabilir miyim bilmiyorum. bugün anneler günü. geçen seneyi hatırlamayı istemiyorum. aslına bakarsan bana seni hatırlatan her şeyden kaçmaya çalışıyorum. yaşayabilmek için. devam edebilmek için. ama hediyeni verdiğimde ki gülüşün ve beni yanaklarımdan öpüşün, benim zaten en büyük hediyem sensin diyişini hatırlamamak mümkün değil. hiç hediye istemezdin ama aldığında da çok mutlu olurdun. ben seni mutlu etmeyi çok seviyordum. senin güldüğün günler en güzel günlerim oluyordu. tüm hayatım senin tek gülüşüne bağlıydı. ecrin televizyondaki anneler günü reklamlarını gördüğünde yüzündeki ifade değişiyor. belli etmemeye çalışıyor bana. sanki seni kaybetmemiş, annesiz kalmamış gibi davranıyor. sana anneler günü hediyesi alacağım dedi. bende sen benim en büyük hediyemsin dedim. bunu dediğimde aslında bu sözün sana ait olduğunu hatırladım. bugün sana ellerimde çiçeklerle gelebilir miyim bilmiyorum. kabullendim. geri gelmeyeceksin. beni bıraktın. kabullendim. çok acıtıyor ama alıştım. sana her yazdığımda ağlamaktan ekranı görememeye de alıştım. ben senin yokluğuna nasıl alıştım
ben yarın, sana bi mektup yazacağım. ben bu mektuba her şeyi sığdıracağım. bu mektup bittiğinde her şey bitecek. ben galiba senden birazcık olsun sıyrılacağım. seni çok seviyorum. seni öyle çok özlüyorum ki özlem kelimesi yetmiyor. ama ben yarın, sana bi mektup yazacağım. eğer olursa o mektubu yanı başında okuyacağım. çünkü yakamam. ben içinde sen geçen hiçbir şeyi yakamam. birazdan yine saniyeleri saymaya başlayacağım. derin uykularda sonsuz düşler gören herkesi unutacağım. sabaha karşı da onlara katılmaya çalışacağım. lütfen bugün için sende gel. tek bi rüya bile yetiyor içimin yangınından görünmeyen kalbime. bugünlük unutayım her şeyi. bugünlük bi değeri olsun isteklerimin. sadece bugün için. başka ihtimalim kalmadı neyse ben yarın sana bi mektup yazacağım
her bi satırda kalbimin ritmi değişiyor. bazen öyle bi hal alıyor ki artık bana ait değilmiş gibi hissediyorum. zaman geçmiyor. kaç gece saniyeleri saydım bilmiyorum. kaç gece her saniyede öleceğimi sandım, kavuşacağız sandım, bana bıraktığını geride bırakmaktan kaçındım, uyuyan herkesi uykularından uyandırıp beni görmelerini istedim. bilmiyorum
sana sadece geceleri yazdığımdan aklıma düştüğün anları bununla kalıyor sanma. biliyorsun, artık kalbim kalmadı. ben kalbimi yeniden inşa ediyorum. temeline seni, senden bana kalanı, bendeki tüm güzelliklerini ekeceğim. bunun zorluğunu belki yine en çok sen bilirsin. biz seninle aynı yollardan geçtik. ben senin yaşadığın kaybı biraz daha erken yaşadım. senden biraz daha erken büyüdüm. bu biraz kelimesi de anlamından dolayı öyle az sanma. yana yakıla çok demek istiyorum aslında. herkese, her şeye söylemek istiyorum. çok erken. bunlar için, böyle gidişler için, senin için. çok erken
sanki mürekkebi rutubet olan bir kalem duvarlara hep senin resmini çiziyor di’li geçmiş zamanda birçok resim hep gülümsüyorsun yüzümdeki çillerden başka isyan eden biri yok hayatımda
Both you and this user will be prevented from:
Note:
You will still be able to view each other's stories.
Select Reason:
Duration: 2 days
Reason: