tumeyokum

ölüm hep beni kaçırır nedense baharından, sana hüzünler ektim bağrımda

tumeyokum

ve ben bayadır son defa görür gibi bakıyorum gördüğüm bütün bu yüzlere
Reply

tumeyokum

bir mahşer yeri gibidir gün doğumuna kadar uykusuzluk. huzursuzlanmaların sebepsiz, gidişler nedensiz ve tüm işaretler anlamsızdır o an için. bir kara kedi girdi hayatıma, çağırdı çalı süpürgeli cadıyı. bir oldular ve darmaduman ettiler hayatımı. bir oldular ve dediler ki, bak sen bir fanisin ne kadar istersen iste gökyüzünde gezinemezsin, sihirli bir değneğe kavuşup mutlu sonlu masalları seçemezsin. sen mi karşı koyacaksın bize? hem de böyle acizce? anlamadım o gece, dönüp durdum yatağın köşesinde. güneşi görene dek uyumadım. güneşi görene dek yutkunmadım, gözlerimi kırpmadım. her gece o ten yakan sıcağa rağmen üşümelerim geçsin diye bekledim güneşi, ilk ışıklarının tenime değip saçlarımı okşarcasına güvende hissettirmesini. meğerse güzelim güneşte ortak olmuş onlara. kanmış çalı süpürgeli bi cadıya ve onun kara kedisine. sonra pişman olmuş... olmuşta ne fayda, yapmışlar yapacaklarını. bi gecede altüst etmişler tüm hayatımı. sabaha karşı uyurken ben, üç kişiydik. üç kişi başlamıştım hayatıma ve ölene dek böyle sürecekti yazılan hikaye. en azından ben ölene dek. birkaç saatlik uykum haram olmuş bana. birisi fısıldadı kulağıma. uyan, artık iki kişisiniz. hikayesi sonsuz bir kısır döngüyle taçlandırılmış kadersiz iki fani.

tumeyokum

ben küçükmüşüm, sıradağlar yaratmışım kendime dert diye. çok küçükmüşüm, büyütmüşüm her şeyi gözümde. şimdi böyle sensiz, kimsesizken artık küçük değilim. o gün o telefonu açtığım an büyümüşüm ve küçültmüşüm dertleri. kabullenmişim kimsesizliği, sessizliği. biri var anne. içimi yakıyor. önce kurak bir araziyi kapladı çiçeklerle, yemyeşil bi örtü kurdu kendine. sonra başladı ateşe vermeye. insan kendi ektiği çiçekleri koparır da yerine yenilerini diker mi? koparmak yeterli gelmeyince de ateşe verir mi?

tumeyokum

zincirleri kıramadım
            kaderi yenemedim
            kendime güzel bi son bulamadım
Reply

tumeyokum

en başından kaybettim ben her şeyimi
            iyi ihtimallerimi
Reply

tumeyokum

küçüktüm, babam hiç masal anlatmazdı. beni uyutup gitmek için saniyeleri sayardı. dedem vardı, yanına sokulurdum o fısıldardı kulağıma masalları. her bir masal da bir daha hiç kimsede duymadığım masallardı. sonra bir kadın geldi ve değiştirdi her şeyi. alaşağı etti masallarla kurulu düzenimi. çok küçüktüm ama anlamıştım hayatımdan çıktığını. çok küçüktüm ama biliyordum bir çocuğa nasıl davranılacağını. çok küçükken başladın mı kaybetmeye hep kaybedersin. kaderine bu yazılır bi kere, değiştiremezsin
Reply

tumeyokum

gündüzlerim ve gecelerim karmakarışık, ben dağınığım. nasıl toparlanırım ya da toparlanmak istiyor muyum, bilmiyorum. yıllar boyu geçmeyeceğini sandığım bi yorgunluk vardı, ne kadar oldu bilmiyorum, geçmedi. zaman, bana hiç ümit vermedi

tumeyokum

hiç olmadığı kadar yarım kalan bir yazı olacak bu. tamamlamak istemediğimden de değil, kendi sonunu kendi getirecekmiş, öyle dedi. bana da ona izin vermek ve gitmek düşüyor. yazdığım her kelimeye borçluyum ben. her bir satırda bi sır gizledim, bazı cümlelerde insanlar eskittim. şimdi cümlelerim beni eskitecek, bende onlara izin vereceğim
Reply

tumeyokum

sonsuz uykulardan geçip gitmek, ihtimaller denizinde kulaç atmak, güzel rüyalar görmek. benim kursağımda kalan çok şey oldu. belki çoğu da benim yüzümden oldu. maalesef ki kendimden geçtim artık. ama o kadar uzatmışım ki yolu, seni de kaybettim. işin aslı, ben bunları yazarken ağlamıyorum. bi sigara dumanı geziyor sadece satırlarımda. mürekkebim birkaç cümle sonrası tükenecek. yeni bir kalem almayacağım, mürekkebi doldurmayacağım. en iyisi bitmesi. biterken beni de bitirmesi. birazdan bir gemi kalkacak, bende yetişeceğim. hep mutsuz sonlar mı akılda kalır? benim sonumda ben o gemiye yetişeceğim, mutlu ya da mutsuz. gitmek ve geri dönmemek yeterli gelecek. yanıma almak istediğim birkaç defterim var. gerçi kahverengi olan küçük bir sürpriz yaptı geçen günlerde. annemle ilgili bi kağıt, sıkışmış yaprakların arasına. hiç beklemiyordum, evde müsaitti oturup ağladım. onu yanıma almam belki. o kağıt hala orada, beni bekliyor. beklesin. bende çok bekledim. beklediğim kimse gelmedi. geri dönmedi
Reply

tumeyokum

artık vazgeçiyorum. bazı şeyleri öğrendim. kendimden vazgeçmem gerektiğinin de farkına vardım. bu farkındalık benim elimi kolumu bağlamıyor, ayağıma prangalar vurmuyor. bu, beni özgür kılıyor. özgürlüğe koşar adımlarla yürür insan. ben emekliyormuşum, sonradan anladım. bir rüzgarın esintisinde bile hissediyorum seni. bazen uzanıyorum yatağa gündüz vakti, gözlerimi kapatıyorum, kuş cıvıltılarını duyuyorum. senin sesin miydi o? çözemiyorum
Reply