çok fazla cümle kurmak istiyorum ama tek kelimeyle haykırabilme isteği sarılı bi üzüntü taşıyorum. bu üzüntü benim boyumu aşmış, yeni yeni fark ediyorum. allah dağına göre kar verir diyorlar ama ben bu karın dağı değilim. ben, o dağ değilim. bu acıyı nasıl gömerim bilmiyorum. rüyalarımdan kaçıyorum, yaşamaktan kaçıyorum, kendimden kaçıyorum. pişmanlıklarıma yakalanıyorum, keşkelerimle savaşıyorum, belkilerimle göz göze geliyorum. çok yoruldum ve çok kırıldım. hala kırgınım, hala yorgunum. neden hemen atlatmamı bekliyorlar? neden büyük bi acı yaşadıktan sonra artık başka hiçbir şeye kırılıp üzülemeyecekmişim sanıyorlar? bu acı kalbimi o kadar yordu ve incitti ki en ufak bi sancı da daha da çok ağrımaya başlıyor. susup içime atmak istemiyorum, haykırmak istiyorum; canım o kadar çok acıdı ki beni hiç acıtamayacağını sandığım her şey daha da çok yaralıyor beni, bana yaklaşma, ufak gördüğün her şey bi çığa dönüşüyor bende.
ama susmakla yetiniyorum. insanlar gelip geçiyor, yıkıp döküyor ve sadece susuyorum. artık hep içime atıyorum, en derine gömüyorum. buna alışıyorum