Hayatım boyunca cevap veremediğim yalnızca tek bir soru oldu; sen kimsin? 

Ben siyah ve beyazım. Gün ve geceyim. Herkes ve hiç kimseyim. Belirsizlikler içinde kaybolmuş durumdayım. Belirsizlik, tüm işkencelerin en kötüsüdür, der Alexandre Dumas. Öyledir de. Ben dipsiz bir kuyuda, düşünceler arasında sıkışmış kalmış bir enkazdan ibaretim. Zihnimde ve ruhumda taşıdığım sorumlulukların ve bunun getirisi olan olgunluğun altında ezilen bir kişiliğe sahibim. Yalnızlığa kalabalığı perdeleyen bir kasıntıyım. Sonbaharın aşığı, kışın sevgilisiyim. Roman ve şiir tutkunuyum. Sokakta yürürken yanınızdan geçen milyonlarca sıradandan sadece biriyim işte. Ne daha azı ne de daha fazlası.

Neden mi yazıyorum?

Baki Kalan'da şöyle yazar; "Mabetler her çağda ziyaretçisiz kalmış. Tefekkür Sina'sı metruk bir manastır. Kimin için yaratacaksın? İnsanlar ışığa, hayata, sonsuza düşman. Aydınlanmak için yan, aydınlatmak için değil." Öyleyse, yalnızca kendim için yazıyorum diyebiliriz.

***
Bir mutluluk hastalığıdır şiir, kırılan dalın türküsüdür. -Cemal Süreyya
***
Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim. -Cemil Meriç
***
Hafif acılar konuşabilir ama, derin acılar dilsizdir. -Seneca
***
...Yalnız kelimeler acıyı dindirdi ve Kelimeler insanın aklına geldikçe, Yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu. -Oğuz Atay
  • İstanbul
  • JoinedMay 10, 2014