desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,
rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,
sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
sende tattım yemişlerin cümlesini.
desem ki sen benim için,
hava kadar lazım,
ekmek kadar mübarek,
su gibi aziz bir şeysin;
nimettensin, nimettensin.
desem ki...
inan bana sevgilim, inan
evimde şenliksin, bahçemde bahar
ve soframda en eski şarap.
ben sende yaşıyorum,
sen bende hüküm sürmektesin.
bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
günlerden sonra bir gün,
şayet sesimi fark edemezsen,
rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
bil ki ölmüşüm.
fakat yine üzülme, müsterih ol;
kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini.
ve neden sonra
tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede
hatırla ki mahşer günüdür
ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
c a h i t s ı t k ı t a r a n c ı