user61398193

Gözleri gözlerimi o an avladı.
          	“Kötü bir an zihni parçalar minik,ve öyle bir parçalar ki istesen bile toparlayamazsın.Sakat bir ruhu da yürütemezsin.En önemlisi de yaşayamamış bir çocukluk yaşarsan..”
          	O kadar öfkeliydi ki,yüzü karanlık odada kilitli kalan biri gibi çığlık feryat bakıyordu gözleri gözlerime.Sesi öyle bir kasırga yaratmıştı ki beynimde ona ulaşmamı engelliyordu.
          	“Asla mutlu olamazsın,yaşayamazsın.Hayat devam eder,ama seni nefes alan insanlardan ayıran tek bir özellik olur o da nasıl bir şey biliyor musun?”
          	Oturduğu yerden kalktı.
          	“Çayın demini demlemek için üstüne boşaltacağım sırada,sapın elimden kayıp kaynar su dökülmüştü elime.Dökülürken acıtmamıştı elimi.Bir süre sonra başlamıştı o müthiş sızı.Acı o kadar şiddetliydi ki,ruhumun bedenimden çekildiğini hissettim.Bu yaşanmamış çocukluğum olurken,elimin üzeri su toplamıştı bunlarda ruhumun izleri.Anlıyor musun?”
          	Ardıç’ın gözyaşı nihayetinde açtığı kapıdan dışarı çıkıp aktı.Özgürlüğü tadan gözyaşı durmak bilmeden akıyordu göz pınarlarından aşağıya doğru.Onu ilk defa ağlarken görüyordum.Ağlamak çaresizlik değildi ama Ardıç AYDINER için çaresizlikti.Kendini ifade etmek acizlikti onun için.Bu yüzden duyguları dilsizdi.Ardıç o anı yaşıyormuş gibi eline baktı.
          	“Sol elim yanıyordu,sol elim yanarken böyle bir acıydı işte.”
          	Avucunun içine göz yaşı dalmadığında,yanan yeri söndürüyordu sanki.İhtiyacı olan acıyı şimdi söndürebiliyordu.Zordu ama bu zorluk sonunda kaybettiklerini kazanmıştı.Bunun farkında mıydı?

user61398193

Gözleri gözlerimi o an avladı.
          “Kötü bir an zihni parçalar minik,ve öyle bir parçalar ki istesen bile toparlayamazsın.Sakat bir ruhu da yürütemezsin.En önemlisi de yaşayamamış bir çocukluk yaşarsan..”
          O kadar öfkeliydi ki,yüzü karanlık odada kilitli kalan biri gibi çığlık feryat bakıyordu gözleri gözlerime.Sesi öyle bir kasırga yaratmıştı ki beynimde ona ulaşmamı engelliyordu.
          “Asla mutlu olamazsın,yaşayamazsın.Hayat devam eder,ama seni nefes alan insanlardan ayıran tek bir özellik olur o da nasıl bir şey biliyor musun?”
          Oturduğu yerden kalktı.
          “Çayın demini demlemek için üstüne boşaltacağım sırada,sapın elimden kayıp kaynar su dökülmüştü elime.Dökülürken acıtmamıştı elimi.Bir süre sonra başlamıştı o müthiş sızı.Acı o kadar şiddetliydi ki,ruhumun bedenimden çekildiğini hissettim.Bu yaşanmamış çocukluğum olurken,elimin üzeri su toplamıştı bunlarda ruhumun izleri.Anlıyor musun?”
          Ardıç’ın gözyaşı nihayetinde açtığı kapıdan dışarı çıkıp aktı.Özgürlüğü tadan gözyaşı durmak bilmeden akıyordu göz pınarlarından aşağıya doğru.Onu ilk defa ağlarken görüyordum.Ağlamak çaresizlik değildi ama Ardıç AYDINER için çaresizlikti.Kendini ifade etmek acizlikti onun için.Bu yüzden duyguları dilsizdi.Ardıç o anı yaşıyormuş gibi eline baktı.
          “Sol elim yanıyordu,sol elim yanarken böyle bir acıydı işte.”
          Avucunun içine göz yaşı dalmadığında,yanan yeri söndürüyordu sanki.İhtiyacı olan acıyı şimdi söndürebiliyordu.Zordu ama bu zorluk sonunda kaybettiklerini kazanmıştı.Bunun farkında mıydı?

user61398193

Ardıç’ın sıcak nefesinden dökülen kelimeler usulca giriyordu kulaklarıma.
          “Biliyor musun Arsen?Sen inandığın bütün duyguların cesaretine sahiptin.Farkında değildin sadece.Yaralıyken yarandan başka bir şeyi görmez göz.Biz…”
          Durdu bir şey daha eklemek istediği açıkça belliydi.Yutkundu.
          “Bir bütünüz Arsen.Ben seninle,sen benimle.Sence bu nasıl hissettiriyor?”
          Dudakları yavaşça boynuma doğru keşfe çıktı.Öpüşü ne yumuşaktı,ne de sertti.Belimi sıkıca kavradı.
          “Sana dokunurken bana ait olan bir şey hissediyorum.”
          “Ne?”
          “Senin anlamanı istiyorum.Birazda sen keşfet beni.”
          Mavi gözlerini,kahverengi gözlerime kelepçeledi.

user61398193

Bu gece büyük bir sessizlik vardı odanın içerisinde.Sanki her şey sona ermiş,evreni terk edip gitmişti.Işık,karanlık odanın içerisine sızıp yön ararken,beyaz masanın üzerinde duran siyah gece lambasına baktım.Hemen üstünde kocaman işlemeli beyaz bir ayna vardı.Kendine bile zor yetecek ışığın gölgesinde duran Ardıç’a baktım.Zaman ilerledikçe,hep o aynı tanıdık melodiyi çalıyordu kafamın içinde.Zaman benim için bir dikiş makinesiydi.Her gün dikiş atılması gereken bir olguydu gözümde.
          “Duyuyor musun?”
          Karanlıkta gözüme bile zar zor yön veren ışığın umudundan baktım gözlerinin içine.Üstünde tişört yoktu çıplaktı.Pikenin altında sütyenim ile duran bedenime üşüme gelince,battaniyeme iyice sarıldım.
          “Neyi duymamı bekliyorsun?”
          Ardıç’ın sesi sanki başka birileri varmışta,tek benim duymamı isteyecek gibi alçak çıkmıştı.
          “Her şey aynı.Gece,gündüz hatta bizde aynıyız ama sesler aynı değil.”
          Perdeyi kapatıp,usulca yanıma doğru yol aldı.
          Açık griye boyanan duvara vücudunun gölgesi bir portre gibi yansıyordu.
          “Biz değişmedik ki.”
          Ardıç yanıma usulca sokuldu.Elini belime koydu.
          “Değiştik istemesekte.Karşımda ne o korkak kız var,ne de geçmişine takılıp kalan aciz bir adam.”

user61398193

Hikayeyi baştan yazıp,final bölümleride burada olacaktır.Bütün eski bölümleri tekrardan düzenleyip yeni haliyle,final bölümlerini yayınlayacağım.İpe Asılan Hayatların ikinci son kitabı Fevt de bu platformda kaleme alınacaktır.Sizi sevdiğimi unutmayın can kuşlarım.

user61398193

Bölümler eskiye sadık kalarak yazılacaktır.Değiştirmeler yapmayı planlıyorum 1 bölümden düzenleyerek yavaş yavaş yazıyorum,lütfen takipte kalın şu an eski bölümleri düzenliyorum.Yazdığım en son bölüme kadar,sonra final bölümleride eklenecektir ilk kitap serisi için.Sevildiğinizi unutmayın…
Reply

user61398193

Can kuşlarım,yeni koreografi tamamen gerçek hayattan olacaktır.Hiçbir sanal tarafı olmadan,duygularıma sadık kalarak yazacağım,benim için çok ender bir çalışma olacak.Yazmayı ileriki günlerde düşünüyorum.Göz atıp,fikir sahibi olmanızı sizden rica ediyorum.Sevildiğinizi unutmayın…

user61398193

Elimdeki çerceyi sertçe alıp,başımı kaldırıp masmavi gözlerine kenetledi.
          “Bazı yaraları iyileştiremezsin güzelim.Gülsende,ağlasan da,hatta unutmaya çalışsan bile.Bazı yaralar,ruhta iz bırakır.Bazı yaralar cana battıkça iyileşir.Bırak,canın çok yansın buna izin ver.Canı az yanan,çok hata yapar bunu unutma.”
          Boşta kalan eliyle,elimi tutup birbirine kenetleyince buz kesen eli,sıcak parmaklarımla sevişiyor gibiydi adeta.

user61398193

“Farklı acıydı bu.Ne tarif edebiliyordum,ne de yaşayabiliyordum.Sadece,çekiyordum içimde gün geçtikçe yakan kor yangını.Bir ömür yanıyordu,o ise görmüyordu.Bir Ümit soluyordu,o ellerini yaratıcıya açıyordu.Harabe halde bıraktığı enkazı,ayağının tersiyle itiyor,yoluna devam ediyordu hiçbir şey olmamış ve yapmamış gibi.Mutsuz olduğunda,nedenini düşünmeden suçluyordu kendinden başka herkesi.Belki hiçbir şeye inanmıyordu.Belki,aşkı istemiyordu yüreği.Şimdi anlıyordu…”