Hayatımda hep yanlış anlaşılan taraf olmak gerçekten çok zor, anlatmak isteyipte dile getiremediği çok söz var. Ben kimseye isteyerek zarar vermem, bunu düşünmem bile. Küçüklüğümde bile birine Benim yüzümden bir şey olduğunda yanına gider, defalarca kez özür diler, onu üzmek istemediğimi anlatırdım. Sarılırdım sıkıca, onun kırılmasından kat be kat daha fazla acırdı benim kalbim, sarılırdım öyle benimde üzüldüğümü bilsin diye, onu kırdım diye ben daha fazla kïrıldım bunu bilsin diye sarılırdım anlatmak istermiş gibi. Keşke hep küçüklüğümde kalsaydım. O zaman kimse bana kırılmazdı çok fazla, sözlerim kimseyi ağlatmaz, üzmezdi o kadar çok. Çünkü bilirlerdi bakışımdan, konuşmamdan benim onlardan daha fazla üzüldüğümü. Keşke her şey çocukluğumda kalmasaydı. Büyüdükçe ufak hataların bile insanların kalplerini parçaladığını gördüm. En ufak hatanın bile büyük bir suçmuş gibi tavır aldığını gördüm.... Benim tek istediğim gerçekten önem verdiğim insanların benim yüzümden üzülmemesi. Hayatımda kırılmasınlar diye kimseye bir şey demedim, ben üzülsem bile içime attım. Ama bunun bu kadar can yakacağını hiç bilmiyordum... Kimsenin duygusuyla dalga geçecek biri değilim, kimsenin hislerini küçümseyip göz ardı edecek biri de değilim... Ben herkes benden daha mutlu olsun isterim, ben üzgünken bile başka biri bana mutluluğunu anlatsa ben kendi derdimi içime atar onunla gülümserim... Ama bundan sonra üzüldüğüm şeyleri içime atmayacağım, başka birine de bunu demeyeceğim. Çünkü fark ettim ki bu sadece benim umrumda oluyor, herkes kendi üzüntüsünü düşünüyor, kendi mutluluğunu, yalnızlığını dile getiriyor. Ama benimde üzgün olabileceğim şeyler olduğunu kimse düşünmez oldu. Kime ne yapsam kendine verilen hüzne bakar oldu. Hiç bunu neden dediğimi, buna karşı verdikleri tavrın beni üzüp üzmediğini düşünmedi kimse... Biliyor musun keşke hep çocuk kalsaydım. Kırılmak nedir, kırmak nedir bilmez sadece arkadaşlarıyla eğlenmek isteyen bi çocuk olarak kalsaydım keşke... Şimdi ise çok iyi biliyorum