uyuyan_guzelll_

Dikkat ediyorum çevremdeki insanlar büyük kalp kırıklarını anlattığında genelde “ Ben onun doğum gününü aylar öncesinden planlamaya başlamıştım o benimkini hatırlamadı bile” gibi incecik yerlerden bahsediyor...

uyuyan_guzelll_

- Seni seviyorum.
          + Beni sevdiğine dair kanıt göster?
          - Kanıt inancı öldürür. Eğer kanıt gösterirsem seni sevdiğimi bilirsin. Ben “seni sevdiğimi bilmeni” değil , “ seni sevdiğime inanmanı” istiyorum..
          + Neden?
          - Çünkü bilmek beyinle, inanmak kalp ile yapılan iştir. 

BokluKrispi

Bu sözleri nereden buluyorsun acaba
Reply

uyuyan_guzelll_

“İnsan kendini kaybedecek kadar sevmemeliymiş, öğrendim. Şimdi gel yada gelme, sen bilirsin. O eski ben yok artık. Kendimi kaybedecek kadar sevmeyi unuturum, demiyorum. 
          
          Ama bundan sonra kimseyi kaybetmekten korkacak kadar sevmem, biliyorum...”

uyuyan_guzelll_

Birileri size hayatın adil olduğunu falan söylerse, ona sakın inanmayın; tabi adaleti Benim gibi tanımlıyorsanız. Bence adalet, insanın hak ettiği muameleyi görmesidir. Ve maalesef hayat denilen şey buna göre programlanmamıştır. Biri vardır örneğin, deli gibi görmek istediğiniz... hak etmişsinizdir de bunu ama göremezsiniz. Kırk çeşit imkansızlıklar bir araya gelir ve göremezsiniz. Oysa onu görmeyi hiç haketmeyen ( hak etmeyi bilerek kullanıyorum, çünkü bu bir hak bence..) bir sürü saçma sapan insan her gün görürken burnun dibinden ayrılmazken hatta; siz göremezsiniz. Mahalle bakkalı, mesai arkadaşı, komşusu... coğrafi mecburiyet dışında hiç bir vasfı olmayan bir dolu insan, sizin bir kere bakmak için yanıp tutuştuğunuz gözlere her bakar... siz bakamazsınız.. “ Adaletini sikeyim böyle işin...” demek gelir içinizden, bazen dersiniz... bazen de diyemez bir sigara daha yakarsınız...