uzaydan1yazarr

Ne çok yazıyormuşum buraya. Yazdıklarımda öyle boş beleş edebiyat yapmak değilmiş. Ne hissettiysem onu düm düz aktarmışım. En azından ben aylar sonra tekrar okuduğumda ne demek istediğimi anlıyorum. Çok garip. Aylardır girmiyorum da buraya. Bir şeyler yazmıyorum ama bu isteksizlikten. İstemiyorum. İlham gelmiyor. Bakıyorumda her şeyi bir kaygı, bir hüzünle yazmışım. Eminim bunları yksye bağlıyorumdur. Ama şuan yks bitmiş olsa dahi pek bir şey değişmedi. Koşullar bir şeyler değiştiğinde değil, insanın ruhu değiştiğinde iyi oluyormuş. Anladım. 

uzaydan1yazarr

Ne çok yazıyormuşum buraya. Yazdıklarımda öyle boş beleş edebiyat yapmak değilmiş. Ne hissettiysem onu düm düz aktarmışım. En azından ben aylar sonra tekrar okuduğumda ne demek istediğimi anlıyorum. Çok garip. Aylardır girmiyorum da buraya. Bir şeyler yazmıyorum ama bu isteksizlikten. İstemiyorum. İlham gelmiyor. Bakıyorumda her şeyi bir kaygı, bir hüzünle yazmışım. Eminim bunları yksye bağlıyorumdur. Ama şuan yks bitmiş olsa dahi pek bir şey değişmedi. Koşullar bir şeyler değiştiğinde değil, insanın ruhu değiştiğinde iyi oluyormuş. Anladım. 

uzaydan1yazarr

Dünya onu farketmeden önce daha güzeldi. Eminim bundan, inanıyorum buna. Çünkü ben ne zaman dünyayı farkettim işte o zaman bayramın kokusunu uğurladım hayatımdan. Şimdiki vakitlerde içimde bayram heyecanı var elbette, ama bu heyecan yeni değil. Çok eskilerde kalmış, unutulmaya yüz tutmuş duyguların açığa çıkma çabası. Biliyorum. Bir daha o eski bayramlara ulaşamayacağım. Babamın her sene aldığı pembe çantamı bir daha takamayacağım. Bayramlıkalrımı annemle değil, bu sene olduğu gibi kendim seçeceğim. Ama kendime söz. Elli yaşınada gelsem bayramlık almaktan vazgeçmeyeceğim. O şekerlerin tadı hep aynı olacak ama ben bir daha şeker yiyemeyeceğim. 
          Çünkü güzel şeker tadından değil, bayramın hissettirdiklerinden anlaşılır.

uzaydan1yazarr

Yaşanması gereken günleri yaşamayı seviyorum. Sanki bazen, bazı günlerin özellikle yaşanması gerekiyor. Ağlaman gerekiyorsa ağlıyor, hüzünlenmen gerekiyorsa hüzünleniyor ve kendi kendine iyileşmeye çalışıyorsun. Yaşanması gereken günler yaşanınca insan sanki büyüyor. Bazı şeyleri daha net görüyor. Görmezden geldiklerini görmeye başlıyor. Susuyor bazen. Susması gerekiyor çünkü. Kendinin var olduğunu, bir insan olduğunu hatırlatıyor ve yola öyle devam ediyor. Gerçekten, yaşanması gereken günlerde iyi ki bulunuyoruz. Bunu iyi ki seçiyoruz. 
          Bugün, öyle bir gündü. 23.02.24

uzaydan1yazarr

Yeni şeylere açık bir insan olmadığımı farkettim. Bir filmi sevdiysem onlarca kez izlerim, bir kitabı beğendiysem onlarca kez okur, altını çizecek cümleler illaki bulurum. Aynı yemeği yemekten sıkılmam, bir şarkıyı sevdiysem, dinlediğim zaman dilimi azalsa da playlistimden asla çıkarmam. Sevdiğim renk sabittir ve dönem dönem değişen zevklerim yoktur. Yıllardır en sevdiğim dondurma vişneli ve limonlu mesela. Bundan da sıkılmam. Yeni tatlar denemek istemem, yeni tarz kıyafet giymeyi sevmem. Burası bile! Yıllardır buradayım. Okuduğum kitap sayısı bir elin parmaklarını geçmez, dönüp dönüp tekrar okurum. 
          Dönüp dönüp tekrar yaşamak, her gün ne yaşayacağını bilmemenin verdiği huzursuzluktan çok daha konforlu. 
          Teşekkür ederim Allahım. 

uzaydan1yazarr

Bu belki de kötü bir şeydir. Ama şu zamanın şartlarına bakıyorum, gelecekteki veya geçmişteki bana değil tam olarak şuana. Ve şu zamanda tam olarak bunu hissediyorum ve kendime saygı duyuyorum. Ucu bucağı olmayan dünyanın ucu bucağı olan insanları olarak, her şeyi çok fazla istiyoruz. İstememekte bir seçimdir. Bazen toplumun istemen gerekiyor diye dayattığı normlar bazı insanlara mutluluk vermeyebilir. Bu çok olağan bir durumdur. Bence, fikrimce.
            
Reply

uzaydan1yazarr

Nasıl hissediyorum bilmiyorum. İnsan bazen bazı şeyleri bilmeyip aslında bilmediği duygular içerisinde de boğulabilir. Hangi durakta inmeliyim, bir durakta inmem gerekiyor mu, bir limanda mı beklemeliyim? Bilmiyorum. Hayatım boyunca bilinmezliğin kıyısında yüzeceğim. Ve boğulacağım belki de. Bir noktada yine buraya sığınırım şuan da olduğu gibi. Bir rüzgar beni burada durdurur. Kim bilir açıkta kalan yaramı burası kapatır otuz yaşında olsam bile. Ben yine bilinmezliğin içinde boğulan, otuz yaşında bir kadınken bile sığındığım liman bir ergen genç kız gibi wattpad olur. Bilmiyorum. Farklı hissettiren bu limandan bir gemiye biner ve bu bilinmezlikten kurtulabilir miyim, bilmiyorum.