Bazen insanlar çok bencil oluyor. İçindeki sıkıntını, üzüntünü belki de günlerce kafana taktığın o konuyu paylaşıyorsun onlarla, ama onlar swnin kendi durumuna, hislerine önem vermeden başliyor kendince öğüt vermeye. Çoğunlukla bu durumu yaşadıysalar; o zamanlar duymak istediklerini, düşüncelerini ve ya o durumla ilgili kendi öznel düşüncelerini ele alıyorlar. Ama unuttukları bir şey var; swnin hislerin, senin düşüncelerin, senin olaylara bakış şeklin. Bazen olay öyle bir raddeye geliyor ki, senin daha başında farklı anlamda söylediklerin, karşındakinin kendi hisleriyle harmanlanıp farklı anlamlara çekiliyor. İhtiyacın olmayan hatta bazen hayatı sorgulatacak öğütler alıyorsun. Bu sinirini bozuyor ama konuşmanın sonunda teşekkür etmek kalıyor sana. Karşı çıktığında o anlamda demedim dediğinde ise aldığın yanıt belli. 'Haaa öyle miydi kusura bakma ya, yine de düşün dediklerimi belki yardımcı olur' ya da üzerinde çok düşünülmemiş saçma bir çözüm. O yüzden bence insan içini gerçekten dinleyen insanlara açmalı içini. Kendi düşüncelerini katanı değil senin düşüncelerini ele alana anlatmalı, anca o zaman bir ümir derman bulur derdine.