vantaevie-2012

ayrılık ne biliyor musun. ne araya yolların girmesi. ne kapanan kapılar. ne yıldız kayması gecede ne güz. ne ceplerde tren tarifesi.  ne de turna katarı gökte. insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. ipi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. ardında dünyalar ışıyan  camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. ödünç sesle konuşan bi' kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek. birdenbire büyümesi gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bi' çocuğun. insanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi. bi' kadının yatağına uzanan kül bağlamış bi' gövde. saçına rüzgar. sesini ışık düşürememek kimsenin. parmaklarını sözüne pınar edememek. uzaklarda bi' adamın üşümesi bi' kadın dağlara daldıkça. ışıkla vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan. çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. evlerle sokaklar arasında bi' ayrım kalmaması. ayrılık yağmurdan vazgeçiş. sudan üşüme. yalnızca gölge vermesi ağaçların. iyiliğin küfre dönmesi ayrılık. güneşin bi' ceza gibi doğması dünyaya. başını alıp gitmek gibi bi' geri dönüş. iki adımından birisi insanın sevincin kundakçısı. hüznün arması süren korkusu inceliğin. ayrılık o küçük ölüm. usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan. şimdi anlıyor musun gidişinin neden ayrılık olmadığını. bi' yaprak düşmesi kadar ancak acısı ve ağırlığı olduğunu. bi' toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bi' değer taşıdığını. boşluğa bi' boşluk katmadığını. kar yağdırmadığını yaz ortasında. ayrılık o köpüklü öpüşlerin ardından kalkıp ağzını yıkadığında başlamıştı. ben bulutları gösterirken. bulmacanın beş harfli bi' yemek sorusuna yanıt araman ile halkalanmış. aşkın şarabının ağzını açtım. yar yüzünden içti murt bende kaldı. türküsü tenimde 

vantaevie-2012

falcı kadınlara inanmayacağım artık. trafik polislerine adres sormayacağım. geleceğe ışık düşüren bi' gülüşle gülmeyeceğim kimseye. fesleğenden başka bi' çiçek koymayacağım penceremin önüne. 
Reply

vantaevie-2012

ayrılık ne biliyor musun. ne araya yolların girmesi. ne kapanan kapılar. ne yıldız kayması gecede ne güz. ne ceplerde tren tarifesi.  ne de turna katarı gökte. insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. ipi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. ardında dünyalar ışıyan  camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. ödünç sesle konuşan bi' kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek. birdenbire büyümesi gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bi' çocuğun. insanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi. bi' kadının yatağına uzanan kül bağlamış bi' gövde. saçına rüzgar. sesini ışık düşürememek kimsenin. parmaklarını sözüne pınar edememek. uzaklarda bi' adamın üşümesi bi' kadın dağlara daldıkça. ışıkla vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan. çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. evlerle sokaklar arasında bi' ayrım kalmaması. ayrılık yağmurdan vazgeçiş. sudan üşüme. yalnızca gölge vermesi ağaçların. iyiliğin küfre dönmesi ayrılık. güneşin bi' ceza gibi doğması dünyaya. başını alıp gitmek gibi bi' geri dönüş. iki adımından birisi insanın sevincin kundakçısı. hüznün arması süren korkusu inceliğin. ayrılık o küçük ölüm. usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan. şimdi anlıyor musun gidişinin neden ayrılık olmadığını. bi' yaprak düşmesi kadar ancak acısı ve ağırlığı olduğunu. bi' toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bi' değer taşıdığını. boşluğa bi' boşluk katmadığını. kar yağdırmadığını yaz ortasında. ayrılık o köpüklü öpüşlerin ardından kalkıp ağzını yıkadığında başlamıştı. ben bulutları gösterirken. bulmacanın beş harfli bi' yemek sorusuna yanıt araman ile halkalanmış. aşkın şarabının ağzını açtım. yar yüzünden içti murt bende kaldı. türküsü tenimde 

vantaevie-2012

falcı kadınlara inanmayacağım artık. trafik polislerine adres sormayacağım. geleceğe ışık düşüren bi' gülüşle gülmeyeceğim kimseye. fesleğenden başka bi' çiçek koymayacağım penceremin önüne. 
Reply

vantaevie-2012

"Biraz yaşayacaktık biraz da gülecektik.
          Sonra ölüp gideceğiz zaten
          Neden bu kadar ağır yaralar açıldı ki
          ruhumuzda? Neden bu kadar kırgınhık
          birikti ki kalbimizde?
          Anlamadım, anlayamadım.

vantaevie-2012

"◇ “Papatyalar ölmez.. papatyaları öldürürler bayım.“
Reply

vantaevie-2012

Kısa cümleler kurulup uzun sigaralar içildi. Bir türkü açıldı; yardan da, serden de geçildi.
Reply

vantaevie-2012

sara, bizim elimizin değdiği çiçek bile soluyor. biz bir gülüyorsak üç gün ağıt yakıyoruz. kim ne yapsın bizi. paketi uzat. 
Reply

vantaevie-2012

büyümesi için üstüne titrediğin çiçek sen gittiğinde açacak. en sevdiğin şarkı sen evden çıkarken çalacak. anımsadığın o güzel cümle elinin bir kez daha uzanamayacağı rafta. hadi söndür ışıkları. uyuyalım bu defa. :)

vantaevie-2012

adam bendim kadın o. adam basit kadın of. adam ateş kadın cız. adam deprem kadın enkaz. adam bronşit kadın tümör. adam yara kadın sızı. adam acı kadın hüsran. adam rüya kadın kâbus. ve adam kırılmıştı kadın paramparçayken. ve adam ölüyor kadın ceset.
Reply

vantaevie-2012

mücadele ediyorum, çırpınıyorum, deniyorum ama böyle kelebeğin ayağına taş bağlayıp uç demişler gibiyim. kanat var ama yük çok ağır.
Reply

vantaevie-2012

ücra bir fransız kasabası ya da terk edilmiş bir sahil kıyısı. birkaç plak, yakaları nakışlı keten gömleklerin, en sevdiğin şarap ve benim için de favorilerimden üç kitap. sabahları derin öpüşler, geceleri piyanondan tek kişiye sunacağın resitaller. işte, öylesine yalın fakat yaşamak uğruna her şeyi yapabileceğim efsunkâr bir hayat.
Reply

vantaevie-2012

Bugün seni uyurken izledim bütün kabuslarını dinledim en çok seni duydum en çok seni gördüm sonra aldım saçlarını sevdim

vantaevie-2012

"Lütfen böyle konuşma oğlum! Bu hayatta hepimiz öyle  ya da böyle bir bedel ödüyoruz işte.  Dayanamayıp lafin kestim:  "Sahi, bu nasıl bir bedel böyle?"  Annem içini çekti.  "Unutma oğlum! Yol, yolcuyu uyarsaydı, kimse yönünü  şaşırmazdı..  Yine yenilmiş, güçsüz, öfke ve üzüntüden altüst olmuş  bir halde için için ağlamaya başladım  "Bu kadar küçük bir ülkede," diye devam etti annem  yanıma gelirken, "herkesin aynı dili konuştuğu, aynı  sofradan yemek yediği bu kadar küçük bir ülkede kim  nasil akıl edebilirdi ki olacaklari? Boyle bir şeyin ola-  cağına kim inanabilirdi ki? Sadece elimizden gelen sey,  gözyaşları içinde bize yapılanlara boyun egmekti. Adeta  bir ölüm sessizliğiydi bizimkisi. Ben bile Sırplardan  merhamet dilenmek için ayaklarını öpmeye hazır bir  köpek gibiydim. Hâlbuki adımı telaffuz edebilecek bir  düşmanım olsun isterdim. Bize sadece 'Baliya' diyorlar-  di. Biz Sırplara ne kötülük ettik ki bir av hayvanı yerine  koydular bizi?"  Gözyaşlarımı sildim. Sesim boğuktu.  Bağışla beni anne! Damarlarımda bir Çetnik kanı taşı-  diğm için bağışla beni!"  Annem de gözyaşlarını sildi.  Bağışlanacak bir sey yok oğlum. Ne sen suçlusun ne  de ben. Sadece kana susamışlar çetesinin kurbanlarıyz  biz. Aslına bakarsan hepimiz yillardan beri susuyoruz. Ve  bir arada, olü kalplerimizle birlikte yasayip gidiyoruz bu  küçük ülkede."  
            
            
Reply

vantaevie-2012

 #Kalp midtr insana-sev diyen, Yoksa yanlızık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; Bir muma ateş olmak-mı- Yoksa yanan ateşe dokunmak mı?"
Reply

vantaevie-2012

"Senin ne kusurun olacak teyzeciğim.... Yaşlı kadıncağız birden öfkelendi, kıpkırmzı kesilmiş gözleri âdeta bir şimşek gibi çaktı. Hemen ardindan da sözümü kesiverdi: "Yanıhyorsun! Benim kusurum olmaz mı hic? Elbet- te vardı kusurum! Katledilen o Boşnaklar gibi benim de vardı kusurum. Ben de tıpk1 onlar gibi kusurluydum! Bir kere Müslüman Boşnak'tım. En büyük kusurum bu! Son- ra kendi halinde biriydim. Bu da ikinci kusurum! Ve en acısı... en acısı da sahipsiz bir milletin ferdiydim. Bu da üçüncü kusurum! Şimdi söyle bana, benim kusurum hiç yok mu?." Ağlıyordum. Hayır, hayr... galiba ağladığımı sanıyor- dum. Aslında ağlamıyordum. Evet, aslında ağlamıyordum. Sanki şe.... sanki donup kalmıştım. Evet, evet... aslnda donup kalmıştım
Reply

vantaevie-2012

Hiç evlenmemiș ve çocuğu olmayan Franz. Kafka,
          Berlin'de bir parkta yürürken, çok sevdiği oyuncak
          bebeğini kaybettiği için ağlayan küçük bir kız çocuğuyla
          tanışır. Kafka, çocukla birlikte bebeği uzun süre arar ve
          bașarısız olur. Ertesi gün onunla, bebeğini aramak için
          yeniden buluşmak istediğini söyler. Fakat yine bebeği
          bulamazlar. Kafka, kıza bebek tarafından yazılmış bir
          mektup verir. Mektupta "Lütfen ağlama, dünyayı görmek
          için bir geziye çıktım. Sana maceralarım hakkında
          yazacağım", diyordu. Böylece, Kafkanın yaşamının sonuna
          kadar devam edecek bir hikâye başlar. Kafka, küçük kızla
          her buluşmasında bebeğin maceralarının yazılmış olduğu
          mektupları okur ve akabinde çocuğun çok mutlu olduğunu
          görür. Kafka, Berlin'e dönmeden önce oyuncak dükkanına
          ugrar ve bir tane bebek satın alır. Daha sonra kız çocuğu
          ile buluşmaya gider. Bebeği çocuğa uzatır. "Ama hiç
          bebeğime benzemiyor,'" der kız. Kafka, bebeğin yazdığı bir
          bașka mektubu çocuğa verir: Mektupta "Seyahatlerim beni
          değiştirdi." yazmaktadır. Küçük kız yeni bebeği kucaklar
          ve onunla mutlu bir șekilde evine gider. Bir yl sonra Kafka
          ölür. Yillar sonra, bir yetişkin olan kız, bebeğin içinde bir
          mektup bulur. Mektupta şöyle yazmaktadır. "Sevdiğin her
          șey muhtemelen kaybolacak, ama sonunda sevgi başkabir șekilde geri dönecek...

vantaevie-2012

Ben Yunus-i biçareyim
            Aşk elinden avareyim
            Baştan ayağa yareyim
            Gel gör beni aşk neyledi
            Gel gör beni beni aşk neyledi
            Derde giriftar eyledi
            Gel gör beni beni aşk neyledi
            Derde giriftar eyledi
            Gel gör beni beni aşk neyledi
            Derde giriftar eyledi
            Gel gör beni beni aşk neyledi
            Derde giriftar eyledi
Reply

vantaevie-2012

Kuzey yıldızı tarihte milyonlarca kayıp ruha yol gösteren
            Asla yer değiştirmeyen bir yıldız
            Tüm samanyolu altüst olsa bendeki yerin asla değişmez
            Milyon yıl geçse ışığından tanır bulurum seni
            Sen benim en parlak yıldızımsın
Reply

vantaevie-2012

Ya sen olmasaydın hiç
            Yarım kalır, tüm renklerim bildiklerim
            Sevmek buysa, bir yaprağım nehirdeki
            Hep dolan gözümsün, en güzel şiirlerim
Reply

vantaevie-2012

manzarası ne kadar güzel olursa olsun, seni inciten pencereyi kapat

vantaevie-2012

01.16  bu devrin sevgi anlayışı çok değersizleştirdi
Reply

vantaevie-2012

 23.52  birini unutabilirsiniz ama onun bıraktığı duyguları asla. 
Reply

vantaevie-2012

00.48 biliyorum, geçmişinden dolayı kendini suçluyorsun.
            fakat sen yaşadıkların değilsin.
            sen yaşadıklarına rağmen olmaya çabaladığın kişisin.
Reply

vantaevie-2012

Yok mu gece gündüz sohbet etmekten sıkılmayacağımız,  dertleşip gülebileceğimiz,  sevmekten sevilmekten sevişmekten korkmayacağımız,  gözü gönlü biz olacak bir İnsan evladı? 

vantaevie-2012

Düşünceler mahvediyor. 
Reply

vantaevie-2012

Kitap okurken yapmam gereken bir iş çıkıp o işi yapmaya gidince içimde kitaba karşı bir özlem beliriyor. İşimi hemen yapayım da kaldığım yerden devam edeyim.
Reply

vantaevie-2012

seni böyle sevdiğimi bilseler, asarlar beni.
Reply

vantaevie-2012

Ben darla geliyorum 

vantaevie-2012

16.9.2023 ♡
Reply

vantaevie-2012

Yine ve ve yine çok mutluydum  minnettarım  sana sevgine  
Reply

vantaevie-2012

Can balım  geliyorum 
Reply

vantaevie-2012

Canım gençliğim :
          Denk geldiğin dönem için özür dilerim.

vantaevie-2012

Sen kadınsın sebepsiz de gülebilirsin, hatta istediğin kadar saçmalayadabilir veya gecenin bir yarısı canın sıkıldı diye dışarıda da dolaşadabilirsin, hatta durup yolun ortasında dans da edebilirsin, ama sen öldürülmeyi hakketmiyorsun, sen vahşice katledilmeyi hakketmiyorsun, sen parçalara ayrılmayı hakketmiyorsun, sen ölene kadar dövülmeyi hakketmiyorsun, giyinişinden dolayı sözel tacizleri hakketmiyorsun, sen incitilmeyi hakketmiyorsun, sen her bir yerinde gözyaşı ve kan olan bu ülkede korkarak dolaşmayı da hakketmiyorsun  ☆
Reply

vantaevie-2012

Beni güzel hatırla, bunlar son satırlar. Farz et ki bir rüyaydım, esip geçtim hayatından; ya da bir yağmur, sel oldum sokağında. Sonra toprak çekti suyu, kaybolup gittim. :)
Reply

vantaevie-2012

siktir et Fikret, yara bu. kanar, kanar durur. ama elbet durur. 
Reply

vantaevie-2012

Darla violet  çok  seviyor ☆

vantaevie-2012

dünyadaki en güzel şey eve varmaktır. her anlamda 
Reply