"Benden bir istegin var mi?" Bir kez daha bana onu sirtindan bicakliyormusum gibi bakti. Kaslari catildi. "Kendine dikkat et." Bakislari yildizlarin susledigi gokyuzune gitti. Dakikalarca bakti. Ne o konustu ne ben. Yabanciydi bana bu tavir. Coktan gitmesi gerekmez miydi? Alisik degildim kalislara. Alistirmamaliydi. "Ben mi kendimi kandiriyorum, sen mi? Ya da biz birbirimizi mi kandiriyoruz da benim kafamin icinde binlerce cevapsiz soru isareti var tam su anda?" Benim de kaslarim catildi, durusumu diklestirdim.
"Ben kimseyi kandirmam."
"Ya kendini?"
"Bazi kandirislar lazimdir insana, onu bircok guzellikten mahrum etse de bir o kadar cok kotulukten de muaf eder."
"Yalancisin."
"Degilim, bu tepkin bile yanilmadigimin en buyuk kaniti. Kalbindeki bana olan o yuce sevgiyi hissediyorum, ama buna ragmen dudaklarindan bana karsi bir hakaret dokuluyor. Insanlarin nefislerine sahip cikamadiklari zamanlar hep olur. Ve o anlarda da kendime bir daha hic unutamayacagim yaralar almak istemiyorum. Sende beni cok iyi anliyorsun, degil mi?"
Duraksadi, gozlerini kirpistirdi. Kafasindaki bircok soruya yanit buldugumu biliyordum. Acelesiz konusmasini bekledim.