vincentvantee

“otuz yaşındaydı günahım, oğlundan uzakta büyümüştü.” 

vante613

"Derin nefes al. Sonra ellerini uzat ileriye doğru. Orada bir duvar var gibi, varmış gibi, ona dokun, sonra onu yavaşça it. Duvar değil o. Dünya. Dünya da değil, hayat, yaşam, onu it, böylelikle kendini geriye çekmiş olursun, o gerçeklerin dışına, ötesine değil, gerisine, şimdi bak, orada değilsin artık, oradaki acı sana yabancı, yalnızlık yabancı, sakinsin artık, huzur dolu." 
          
          https://open.spotify.com/track/2LXtyj95dK56ENS1QLt4IB?si=UfdireSRTlq1tjy45tquYg
          
          

forkthjjk

Oğlunun saçlarına ak düştü, Taehyung, ağaç dallarından bir bir kopup toprağa bayılan solgun yapraklardan farkım yok, artık gençliğin anıları birer rüzgâr olup akıyor ihtiyar tenimden, adını sayıklıyorum kutsal bir zikir gibi, mektuplarını ninni niyetine kendime okuyarak kandırılıyorum çocuklar misâli.

vincentvantee

“seni düşlüyorum, livonya’nın kıyılarında koşuyorsun; telaşsız, dingin, hiç tükenmeyen bir tebessümle ağzında... bana koşuyorsun.” 
            
            buraya uğradığınız için teşekkür ediyorum, güzel bir gün dilerim size şimdiden.
Reply

vincentvantee

bu gece, günahkâr aşıklarımı hatırıma düşüren en küçük şey dahi akıtıyor gözyaşlarımı, tutamıyorum kendimi. az evvel penceremden görünen soluk ay, sesimi duyarmış gibi saklanıvermiş bulutların ardına...

vincentvantee

“rüyama gel, rüyama gir. beni avut, beni uyut, beni sev, adımı söyle. ne olur, bir kez de olsa söyle adımı.” 

vante613

"Neredesin? Tek eksikliğim, en büyük yoksunluğumsun. Nerede o parmağının günahları işareti..."
Reply

vincentvantee

“jeongguk, uyandır beni. hasretliğim çocuk gözlerine.”
Reply