Violet, buralarda mısın bilmiyorum ama seni yakın zamanda aktif gördüm. En baştan bugüne kadar yazdığımız her şeyi baştan okudum. Çok garip hissediyorum, gözlerimden yaşlar akıyor ama hiçbir şey hissedemiyorum. Orada konuşan, böylesine arkadaşlığı ömründe ilk defa tadan iki temiz, küçük kalp görüyorum. Birbirini gerçekten kimseyi sevmedikleri kadar seven, kimseye davranmayacakları şekilde davranan, her anlarını birlikte yaşayan; sadece birlikte olduklarında gülüşlerinin gerçek olduğu, sadece birlikteyken gerçekten üzülüp ağlayıp rahatlayabilen minik kızlar.
Violet biliyor musun, bu dünyada 18 yaşıma girdim. Tabii sen kutlamadın. Şu 18 yılda dönebileceğim tek bir yer, tek bir zaman dilimi olsa ben seninle olduğum günleri, seninle yürüdüğüm yolları seçerdim. Belki bu mesajı görmeyeceksin bile bilmiyorum ama ben seni çok özledim. Hayatımda tabii sözde çok aşk, çok olay yaşadık ama ben seninle hissettiğim şeylere isim koyamıyorum ya da adlandırıp minicik bir yere sığdırmak istemiyorum. Sana olan hislerim, duygularım… Bilmiyorum. Kardeşimdin. Eminim ki başka bir evrende kardeşim olmaya devam ediyorsun. Eminim ki biz başka bir evrende hâlâ seninle markete giderken birbirimizi görüyoruz.
Seni, bu dünyada kimseyi sevmediğim kadar saf, gerçek duygularla sevdim. Şimdi aramızda sadece sokaklar, semtler, metro metrobüsler yok; aramızda şehirler var Violet. Ben bir metrobüsle seni gelip görememişken şu an aramızdaki kilometrelerin altında ezildim. Seni çok seviyorum ama hâlâ inanıyorum: Biz gerçekten hayatlarımızı kurduğumuzda seninle tekrardan en yakın arkadaş olacağız. Seninle uzak, konuşmadan geçirdiğimiz yılların, okulların, anıların acısını yıllar içinde istediğimiz kadar çıkartacağız. İstersek her bir anıyı iki aya bölerek konuşuruz. Konumuz hiç bitmez… Gerçi bizim seninle konumuz hiç bitmezdi zaten. Değişmemiştir bence.