gözlerim, senin bakışlarının izini sürerken, bir ormanın derinliklerinde kaybolmuş gibi hissettim kendimi. her yaprak, senin hayalinle dans eden birer mısraydı. hatırlıyorum, o gün, güneş ışınları yüzümde parıldarken, senin sesin, kalbimin en kuytusuna ulaşmıştı; bir tını gibi çınladı kulaklarımda. zaman, ellerimden kayıp giden bir kum saati oldu; her tanecik, seninle paylaştığım anların ağırlığını taşırken, geleceğe dair umutlarım solgun bir çiçek gibi açtı. en derin sırlarımı, bir gölün yüzeyinde yansıyan ay ışığı gibi sana sundum, sen de avuçlarında sakladın, bir hazine gibi.