yanmaktan o kadar korkuyorsun ki... hayır hayır, ölmekten değil, yanmaktan korkuyorsun sen. içinde birilerine karşı oluşan o kıvılcımı her fark ettiğinde korkudan elin ayağın titriyor, ne yapacağını bilemiyorsun ve tek düşünebildiğin şey bir an önce o kıvılcımı söndürüp arkana bile bakmadan kaçmak oluyor. ölüm değil seni korkutan, yanarken ana kapılmak. biliyorsun, o alevler sana ancak sen istersen ulaşırlar. lakin buna rağmen kontrolü kaybetmekten, alevler arasında kaybolmaktan korkuyorsun. tanrı bilir kaç tane kıvılcımı böyle böyle söndürüp gömdün? bir tanrı bilir bir de sen bilirsin değil mi? işte şimdi yeni bir korkun daha var; bu sefer de kıvılcımları söndürmekten korkuyorsun. için ısınsın istiyorsun. o kıvılcım güzel, sıcak bir ateş olup seni yakmadan ısıtsın istiyorsun ve bu yüzden onu söndürmeyi aklından bile geçirmiyorsun. ortan yok mu senin be kızım? ya bu ısınma isteğinin sonunda, kaçamadan, alev alev yanarsan? o zaman ne yapacaksın? hiç düşündün mü? muhtemelen hayır.