siniribozukedi
Ay ay güzelimin panosuna bir hatıra bırakayım
Seni seviyoruuum Danan♥️
w0flbm
picuvvvv
w0flbm
kral kendini yok etmis
w0flbm
hikayenin sonu belli
w0flbm
beni hiç bir zaman anlamayacaksın biz hiç bir zaman anlaşamayacağız en çokta bu farkındalık koyuyor
w0flbm
Yazabilmek için yazmayı denemek lazım.
Aşık olmak istediğin için ağladığını hatırlıyor musun?
Biliyor musun, sen hep hissediyordun sadece anlamıyordun. Dilini bilmiyordun. Duyuyor ama anlayamıyordun.
Söylemeye çekindiğini biliyorum.
O yüzden yaz.
Merak etme ve kaybetme.
Yazdıkların bazen hiç hissettiklerin olmadı sanıyorsun ya, onlar ruhunun hissettikleriydi.
Bahane arıyorsun.
Belkide yazdıklarının gerçekten hissettiklerin olacağını bildiğinden yazamıyorsun.
Hoş geldin aşkım.
Ben karmaşık ne olduğu belli olmayan bir karanlığım.
Sen de bu güneş görmez diyarlarda açan en güzel çiçeksin.
Bundandır anlatamayışlarım.
Lakin bir bilsen duvarlara anlattıklarımı, hayalimde çizdiklerimi, ima ettiklerimi, alır bir tuval baştan aşağı kırmızıya boyarsın.
Aşk cidden insana iki kelam ettirmez, konuşmana izin vermez, anlatmana müsade etmez.
Çünkü bu ağırlığı yalnız aşık olan bilmelidir.
Sanırım aşkın en derinine çekiliyorum. Paniğe gerek yok, orda sen olacaksın.
w0flbm
hıçkırarak ağlamak istiyorum suan hakkım varmış gibi
gitme sana muhtacım çalıo
cok yardımcı olmakta kendisi
bi fic buldum çita adı??
adı niye çita merak etmekteyim
tae bana benzio
yada ben ona
hersey olabilir
kendimi okumak garip
aşırı garip
ama onun bi sebebi var
benim o da yok aq
sovesim geliyor oruspuevladina
ama diyorum bu senin aynadaki halin kızım
onun dışında tüm karakterler bana benzemekte hepsinde kendimden parca buluyorum
evet coklu kişilik bozuklugum olabilir muhtemelen
w0flbm
Kral kaybetmiş. Kaybettim sanmış. Ağlayarak gittiği yolun devamını umutla getirmiş. Fark etmiş.
Dünyada binlerce yıl önce bir ateş topuydu sonuçta, dondu, yandı ve yaşadı.
Dondu yandı ve yeşerdi.
İs kokan topraklarda çiçekler açtı.
"Yandı kar çiçeği, çıktı sıcak topraktan. Ateşini karda söndürmek için.
Kar buzlaştı fakat artık garip bir biçimde güneş daha da sıcak.
Ateş gibi yakmıyor fakat yavaş yavaş eritiyor.
Ay'ı çok severim.
Gücünü güneşten alır.
Güneşin yükünü hafifletir.
Güneşin canından can alır bazen.
Fakat bu can kimse de bir eksiklik de yaratmaz.
Gökyüzü mükemmel bir şey, bir gün seninle izleyeceğiz.
Hikayeler yazacağım.
Bulutların şekillerine bakarak hayaller kuracağız.
Buzun dış katmanı eriyor sevgilim.
Buz kar olma yolunda.
Buz seni yaşatma yolunda.
Ben senin kulunum
Sende benim affetmesi bol güzeller güzeli tanrıçamsın.
Tanrının iki seçeneği vardır kulu için.
Cennet ve cehennem
Ben cennetteydim.
Cehennemine hoş geldim.
Eskiden çektiğim o acı, o kasvet,.o hüzün, o karmaşa.
Hepsi artık anlamlı.
Geçmişte ki acılar da artık mantıklı.
Fazla edebiyat yaparım.
Ama anlarsın.
Mutluyum.
Mutluyum çünkü yolun sonunda buz üzerindeki yansımanı görmeyeceğim.
Seni içimde hissedeceğim.
Çok değil biraz zaman.
Az önce bir kelebek geçti, bembeyaz.
Nurundan mı gönderdin meleğim?"
İlk adımdı farkındalık. Kral uzaklardan sevdiğinin kalbine gönderdi mektubunu.
Biliyordu.
Onsuz bir gelecek hayali kuramamasının tek nedeni geleceğinin o olacağıydı.
En iyi halime diyerek kaldırdı kadehini.
Ve tekrar etti,
çok değil biraz zaman.
w0flbm
Genç bir kral varmış, bu kral çok ketun çok soğuk biriymiş lâkin bir zayıflığı varmış kendince. Savaşlar yaptığı, kanlı bıçaklı olduğu krallığın prensesine aşık olmuş. Evet kral olabilmek için evlenmek şartmış ama onu bu noktaya getiren başarısının sebebi duygularını kara toprağa gömmesiymiş. Zamanla yozlaşmış bu kral, duygularını kaybetmiş bir robota dönüşmüş. Bir tek nefreti sağlam kalmış ki onu da nefreti büyütmüş. Kral bu nefretinin neye karşı olduğunu bilmiyormuş fakat eksik hissettiği her yanı eksik hissetmesine izin verilmeden bu kötü şey ile doldurulmuş. Kral artık ağlayamıyor, gülemiyormuş. Krallığın en iyi doktorlarıyla konuşmuş haline çareler aramaya başlamış.
Doktoru ona, "Filancanın bir çiçek bahçesi var oraya gidin ve bana beş adet renk bulup söyleyin." demiş.
Kral denileni yapmış, çıkmış yola bahçeye ulaşmış, çiçek kokuları ile mest olmuş. Rengarenk çiçeklermiş ama kral bu renkleri bilemiyormuş.
Doktorun yanına gidince ona "Gök rengi, güneş rengi" gibi betimlemeler yapmış.
"Eyvah!" demiş doktor "bunlar yalnızca benzedikleri şeyler. Onların birer ismi var kralım."
Kral kafayı koymuş hatırlayacakmış o renkleri, aylarca gidip gelmiş bahçeye fakat asla hatırlayamamış. Bunun yanında bildiği çoğu şeyi de unutmaya başlamış. Unutmamak için günlük tutmuş, hizmetlilerine anlatmış ama nafile. Günlüğün yerini unutmuş, hangi hizmetlisine anlattığını hatırlayamamış.
Gel zaman git zaman vakit kışa dönerken bahçede bir güzelle karşılaşmış. Sessizce onu izlemiş. Bu kız çiçekler ile öyle naif öyle sevecen konuşuyormuş ki kral ona tutulmuş.
Kızcağız adeta kelimeleri dans ettirerek, en değerli taşlarla bezeyerek çiçeklere sunuyormuş.
Kral kışın geliyor olmasına üzülmüş. Bahçede çiçek kalmayacakmış. Bir daha bu kızı göremeyeceğinden korkmuş. O günden sonra da bir daha bahçeye uğramamış